Üc-bej değil Otuzbeş…
2013 o kadar hızlı olaylarla geçiyor ki..
Aylardır kafamda asılı kalan konulara erişmekte..
Ben bile güçlük yaşıyorum!..
Bizim Federasyon..
Amerikan Merkez Bankası FED..
Seçim atmosferi, Off-Road kaosu..
Dolar, Fenerbahçe, Borsa, FIFA derken..
Akıntıyla bu günlere yuvarlanarak geldik…
Ne baş döndürücü dönemmiş?..
Allah herkese kolaylık versin.
Gelelim beynimdeki sadete.
Uzun süredir zevk ve taktirle izliyorum İzmir’i.
Amirâl Gemisi Kaptanı vakurluğunda Mithat Diker, sırtladı koca Ege’yi, götürüyor.
Hem de spor için en güzel, en olumlu koylara gidiyor…
İmkânı olmayana imkân sunuyor, 131’le yarıştırıyor, ama bu işi yüreğinden gelerek hakkıyla yapıyor.
Bu yüreğe sahip her kişiyi can-ı gönülden kutlarım.
Ama, Mithat Diker‘i ayrı bir yere oturtup kutlamak lâzım…
Çünkü, vizyonu ve girişimleri ile Türkiye’de yeni ufuklar açan ilk kişidir kendisi.
Yaşadığı çevreye motorsporlarını sevdiren, saydıran, sürükleyen de kişidir.
Yaptığı artıların değeri maddiyatla ölçülemez… Ölçülmemeli de.
Bu yapılanları küçümseyenler olabilir… Ama, dikkat!.. Diker, profesyonel yarış takımı işletmeciliğinden çok kulüp ve kulüpçülük faaliyetleri ile spor sevdiriyor.
Bence, Türkiye’deki en önemli misyonu sırtlamış götürüyor.
Sima olarak tanıdığım, yüz yüze tanışıklığım olmadığı halde..
Bu dost, sportmen, güzel insanı hararetle destekliyorum. Keşke İzmir’de yaşasaydım.
Evet sayın dostlarım, hak edene hakkını teslim etmek lâzım.
Uzaktan üc-beş gibi görünse de, orası İzmir. Orası 35.
35’de Türkiye’nin incisi.
Barvo Diker, bravo Ege Asal Metal.
Darısı diğer illerin başına…