Bizde neden olmasın?..

Başta Federasyon Başkanımız Serkan Yazıcı olmak üzere…
Yeniden yazarlık hayatıma dönmemi…
Samimiyetle kutlayanlara teşekkür ediyorum.
Bizim gibi sanatkârların tek yakıtı, çevre desteğidir…
Yaratıcılığın tek itici gücü de budur.
Ne yazık ki insanların çoğu bu durumdan bihaber yaşar.
Ya da… Bizde olduğu gibi. Görmezden gelinir…
Görmezden gelenler ise…
Mutlaka da hizmet bekler… Nedense?..
Sanki bir gönül ortaklığı varmış gibi?..
Ya da mecburiyet…
Neyse, tevatürü geçelim.
Kısa bir süre önce Kıbrıs’taydım.
Resmi temas veya kulüp ziyareti değildi gidiş nedenim.
Tamamen turistik gittik…
Atladık rahmetli Mustafa Kombos’un minibüslerine…
(Mercedes’ci Kombos’un rallileri de yapılmakta…)
Lefkoşa, Mağusa, Girne, Lapta gezdik.
Ada’nın bazı düzenlemeleri hoşuma gidiyordu…
Yıllar sonra yine gitti…
Ekonomi düşmüş ama hayat durmamış.
Suları bollaşmış, akaryakıt bize göre ucuz.
Mercedes bolluğu ile 93-95 Pajero’ların temizliği şaşırtıcıydı…
İngiliz ağırlıklı klâsik otomobiller de oldukça cazip ve bakımlıydı…
Tesadüf eseri…
Minilite’lı, English Racing Green boyalı, çil çil…
Bir Morris Mini Cooper’a vuruldum… Ama…
Alamadım. Çünkü memlekete getiremezmişim?..
Kısacası, yasakmış.
Galerilerde duran, Mitsubishi ve Subaru’ları ise yazmıyorum.
Şimdi… Gelelim esasa…
Her ülkenin kanun ve kuralları olduğundan…
Oto ithalat kısmını atlıyorum.
Bu işler, lüx işler…
Almasak da, kullanmasak da olur.
Ya yarış arabaları?..
İmrendim, imrendim…
Üsteki resimdeki Evolution VI’da gördüğünüz gibi…
Hepsi, KKTOK plakalı. Yâni kulüp plakalı.
Böylece, elma armut karışmıyor.
Trafik’te karmaşa olmuyor…
Yarış aracı, yarış aracı muamelesi görüyor ve gidiyor…
Maalesef bizde böyle değil, durum.
Yarış arabasından vaz geçtim…
Sivil plakalı araç muayenesi konusunda…
TÜV Türk hâlâ yaptığı işte zorlanıyor.
Eskiden, mesaj, mail falan gelirdi. Günün geldi diye.
Şimdi o hizmet de kalktı?
24 ay uzun zaman. Muayene unutulabilir.
Suçlusu kim?
Tabi ki biz…
Vaktiyle İngiltere’de İsviçre’de yaşarken…
Muayene işi, aracın servisi veya garajına bağlıydı.
Bu işi onlar yapardı. Ya da yetkiliydi.
Biz ise günümüzde, en yakın TÜV’e gitmek üzere plan yapar olduk.
En yakını 100 km. uzakta… Kart da geçmez?
Randevu alsan da 2 saat sarkmayı göze alacaksın.
Sinir olmamak elde değil…
Tüm bunlara gerçekten gerek var mı?
Düzlük varken, tırmanmak niye?..
Doğru mu?
Aklı selim…
Bir düşünelim.
Belki doğrusunu keşfederiz?..

Son 70 haber

Yoruma kapalı

Go To Top