Gazetecilik dediğin

160304-nhizir

Sevgili okuyucularım ve yazma sanatımı sevenler.
İçimde birikmiş bazı konular var, bunları sizle paylaşmak istiyorum.
Hayatımız sadece otomobil ve yarıştan ibaret değil elbette…
Arada, bizi insan yapan değerler de var şüphesiz.
Bunlar, sevgi, saygı, değer verme, tanıma ve doğru davranma gibi…
Yüzeysel görünen, ama derin izler bırakan olgular bunlar.
Hayat boyu bu davranış şekillerine önem vermek gerekir ki…
Devalüe olmayıp, saygın ve kaliteli yaşam sürebilelim.
Bu yaşam tarzı için de rafine kişiliğe ve beyin yapısına ulaşmak şart.
Bu şartlara da maalesef zamanla, yâni yaşlandıkça ulaşılıyor.
Kadınların, erkeklerden önce bu olgunluğa ulaştığı da bir gerçek.
Onlara düşen de bu artılarını aile içinde kullanıp, yön vermek.
Tabi ailede erkekler alımlı ise, söze kıymet veriyor ise…
Çevreye zarar veren ‘’ben’’ egosu, ancak bu iç yöntemle giderilebilir.
‘’Ben’’tutkusu ise asrımızın hastalığı olmuş durumda.
Her ortamda rastlamamız mümkün.
Aslına bakarsanız…
Her kişi ben’e, ve benliğe sahiptir, istisnasız.
Önemli olan ise bu benliği nasıl kullandığıdır.
Bu duyguya en güzel örneği mesleki açıdan size şöyle sunabilirim…
Biliyorsunuz, güneyde turistik bir yörede yaşıyorum.
Yürüyüş yaparken, her köşede ‘’satılık’’ tabelasına daha çok rastlar oldum.
Düşündüm de…
Bu konuyu size birkaç şekilde sunabilirim.
Bu tamamen bana kalmış…
Örneklersem…
“Gayrimenkul de kâr satışları başladı” diyebilirim.
Satanların çoğu malını Euro veya GBP ile satışa koymuş…
Maksat, TL’yi katlayarak satıp, az rakama çok kâr elde etmek.
Size…
“Bölge zenginleşiyor” da diyebilirim…
Çünkü satanların hiç birinin kendi oturduğu ev satılık değil.
Ek iş olarak yaptığı inşaatçılığı size pazarlıyor…
Örnekler bunlarla sınırlı değil.
“Yatırımcı borsaya/dövize yöneldi” de diyebilirim…
Çünkü satıcı, rant amaçlı iş yaptığı için, kağıda da yönelmiş olabilir…
“Bölgede ekonomik çöküş” de diyebilirim…
Sonuç olarak birileri, malını elden çıkarmak istiyor. Darda da olabilir.
Ve daha da ard niyetli olup…
“Ülkeyi yabancılar satın alıyor, memleket elden gitti” falan da diyebilirim.
Ki kanunlarımız bu satışları %10 ile sınırlamış durumda.
Sizin de anlayacağınız gibi, bu meslek tamamen kişinin bulgusu, görgüsüne bağlı.
Bana iyi olan, başkası için kötü olabilir…
Yalnız…
İşte tam bu sınırda kişinin terazisi devreye girmelidir ki haber, adil olsun.
Tabi bu alt yapı o kişide var ise…
Eğer bu duygusu, bir şekilde ele geçirilmemişse veya kaybolmamışsa…
Yâni bu duygulardan yoksunsa…
Zaten o kişiden de gazeteci olmaz.
Olmaz derken, yok mu?.. Çook.
İşte hayat da böyle bir denge aslında.
Negatif ile pozitif arasında gidip gelen…
Ne kadar komplike değil mi?
Her neyse…
Beni her anlamda destekleyen, sanatıma değer veren, arayan, soran herkese…
Ama herkese, içten, gönülden teşekkür ediyorum. Sağ olsunlar.
Yeni bir vizyonla sporumuza dönen BC Vision ve sahibi Burak Çukurova’ya da…
Bu girişiminden dolayı başarılar diliyorum.
Hoşçakalın.

Son 70 haber

Yoruma kapalı

Go To Top