Kontratak…
Pegasus’u ziyaret edip de…
Ford’u etmemek olmazdı.
Patronaj ailesi telaşlıydı…
Anne Yeşim, yarıştan önce,
ayak bileğini fena çatlatmıştı.
Hastanelik, olmuştu…
Birinci pilot olan Murat’a bu durum çaktırılmadı.
Ailesi konsantrasyonunu bozmak istemiyordu.
Finiş’te Murat’ı beklerken..
Birden başlayan fırtına bu kez..
Baba Serdar’ın başına demir bayrak direği düşmesine neden olmuştu…
Garaj’a gittiğimde Serdar’ın bir gözü mosmor..
Burnu da darplıydı…
Haliyle de Bostancı’lar tedirgindi.
Tek tesellileri, oğullarının 1. olmasıydı.
Çok mutlu ve gururluydular…
”Avrupa Şampiyonu’nu geçip 1?nci oldu” diyordu, babası oğlu için ve ilave etti…
”Dünya’da ilk kez 2 baba-oğul aynı ralliyi kazandı…
Azmi-Orhan ve benimle Murat”
Söz yeni sezonda rakiplerin neler yapacağına gelince..
Serdar Bostancı adeta gürledi…
”İsteyen istediğini getirsin. Bizi hiç ilgilendirmez…” dedi.
Bu sözlerin altında yatan ‘hodri meydan’ı’ iliklerime kadar hissettim.
Sıra başa koşan iki Ford’a gelince de…
?Merak etmesinler, ikisini de yeniliyorum? cevabını aldım.
Hem de en hızlısıyla?!
Sonra, kızgınlıklarını dile getirdi…
Yani, ralli camiasında yaşadıklarını…
Her yüzüne gülenin, neler çevirdiğini iyi bildiğini söyledi…
Meselâ dedim?..
”Pirelli Competizione” dedi…
”Türkiye’de tek yetkilisi benim. Bu iş için benden hatırı sayılır bir banka teminat mektubu aldılar. Her yıl, ihtiyaçları önceden belirleyip, fabrikaya sipariş geçiyorum. Ciddi bir bütçe ayırıyorum.”
Sadece kendinize mi? Diye sordum…
”Hayır, her takıma yıllık ihtiyacını soruyoruz. Ona göre de yarışlarda lastik servisi veriyoruz. Bu işi zevkle yapıp, emin ol para kazanmıyorum. (Gözümün önünde hesaplıyor. Beni inandırıyor) Sadece, bu işe bakan personelin ve kamyonun, parası çıkıyor, o kadar.” diyor Bostancı.
?Daha ne istiyorlar?? diyorum…
”Emin ol, bu şartlara rağmen, hâlâ ve ısrarla, Alberto Pirelli’yi arayan arkadaş var. Hatta bir keresinde yan yanayken Pirelli’yi aradı. Alberto öyle bir yüz ifadesiyle telefonu açtı ki, ben şahsen çok utandım.”
Pirelli’den ucuza veya bedava ralli lastiği almak varken, niye senden parayla alsınlar ki?
?Adamlar Türkiye’de tek yetkili Serdar Bostancı diyorlar, bizimkiler ısrarla bunu anlamak istemiyor. Ben listeden %28 indirim alıyorum. Türk yarışçıya da %18 indirim yapıyorum. Bana da zaten %10 kalıyor. Daha ne yapayım??
Bir ralli lastiği ne kadar?
”Ortalama 160 Euro, ama pahalısı da var tabi.”
Seneye takım pilotlarında değişiklik var mı? diyorum.
”Yok. Bu takımdan çok memnunum, Murat ve Orhan devam etmek isterlerse, ben de onlarla devam etme niyetindeyim.”
Murat çok hızlı gelişti. Nasıl oldu, bu kadar çabuk?
”İşin sırrı dünya arenasına çıkmakta. Geçen sene Murat wrc’lerde çok gelişti ve bu gün Boğaziçi’ni kazanacak duruma geldi. Sen seyrettin mi?”
Evet, videodan izledim, ben de çok beğendim. Bir şey daha soracağım, seneye de aynı sponsorlarla devam mı?
”Evet, bir aksilik olmazsa, aynı sponsorlarla hayata devam edeceğiz. Onlar bizden oldukça memnun, biz de onlardan. Etmemesi için bir sebep yok. Zaten biz oldukça iyi bir taşeron firmayız. Kendi işimizi, sınırlarını, yapılacakları iyi biliriz ve dışına da çıkmayız. Şurada gördüğün 500 HP’lik Ford Mustang GT Convertible sence kimin, nerden geldi?”
Ford kurumsalın sana indirimli teşekkür hediyesi mi?
”Hayır Hızır’cığım, hayır… Herkes senin gibi bu yanılgıya düşüyor işte… Maviyi sattım, Gökşenler’den gidip paramla aldım.”
Hayallah, hiç ummuyordum böyle bir şeyi?..
”Ya, biz böyle çalışıyoruz işte. Hatta, rakip takımlarımızı dost bilip, bana sorduklarında, onları tavsiye edip, sponsorlar bile camiaya kazandırıyorum… Git sor, iyi tanıyorsun git sor, Opet’in yağ markası onlara nasıl sponsor olmuş diye. Ama mutlaka sor. Cevabı çok merak ediyorum. Bana söyler veya yazarsın…”
Bu durum karşısında ben de şaşkınlığımı gizleyemiyorum?..
”Şu an yanımda 80 kişi çalışıyor. Şu tesisleri görüyorsun. Dünyadaki yarış takımlarını, garajlarını gördün. Kaçı bizim gibi ki?.. Türkiye’nin iftihar edeceği bir konuma gelmiş durumdayız. Dünya Ralli Şampiyonu Bjon Valdegaard’a yarışması için Anadol A-1 hazırladım, göstereceğim bayılacaksın… Bu kadar özenli bizim işler.”
Valdegaard’ın Anadol’unu yerinde ziyaret ediyoruz.
Müthişti, müthiş, motor merkeze kaydırılmış, alternatörlü, özel benzin depolu, cage’li…
Allah sahibine bağışlasın deyip, STC’lere yöneliyorum…
Yarım gün boyunca o kadar çok konu konuşuldu ki, inanamazsınız…
Hepsini yazsam dizi olur ve camiada çalkantılara neden olur.
Bu yüzden, çoğunu kendime saklayıp, bu köşe yazımı bitiriyorum.
Gerçekten de yarış camiasının içi sosis fabrikası gibiymiş…
Bakıp öğrendikçe, insanın iştahı açılıyor!..