‘Gaf’

Eğer iddia edildiği şekilde gerçekten sarf edilmişse o sözler, ki bu konuda henüz herhangi bir ses kaydı elime geçmedi, ama eğer gerçekse gerçekten bu büyük bir ‘gaf‘. Sözleri sarf eden kişinin bulunduğu konum itibarı ile de durumun vahameti daha çok dikkat çekici. Sarf ettiği kitle açısında da ise bu ifadeler yenilir yutulur cinsten değil. En hafif tabirle, gerçekten ayıp, etik hiç değil. Haliyle hafiften galeyan yanıkları geldi, burnuma. Zaman ne gösterecek bilinmez, fakat bu konuda konuştuğum bir üst düzey dostumun ifadesi ile ‘bu, hiç te yakışır bir durum olmadı.’

Akşamüstü, bir başka dostum, çaldırınca telefonumu, şaşırmadım değil, fakat bu konuyu iletince ve üstüne bir de instagramda dönen bir videoyu paylaşınca, işi gücü bıraktım, izleme ihtiyacı hissetim haliyle. Peşin söyleyeyim, konuyu sosyal medyada paylaşan sporcuyu sadece ismen tanırım, bir de parkurda izlemişliğim vardır o kadar. Kaydı ilk seyredişimde açıkça farklı bir arayış da içindeydim, herhangi bir suç unsuru var mıdır diye çok arandım fakat çokça feryatı figandan fazla bir şey göremedim. Bence, sezonun ilk rallisi sonrası sosyal medyaya düşen bir ‘serzeniş’ kaydı gibi geldi bana ve evet, içerik itibarıyla çok dikkat çekiciydi. Haliyle sosyal medyada çok kısa zamanda dört saatte hit oldu, etkisi katlandı. Üstüne aldığım duyumları da araştırma ihtiyacı hissettim fakat yaptığım bir iki görüşme sonucunda net bir netice alamadım.

Antalyalı rallici Sabri Ünver, kendi garajında olduğu intibası veren bir ortamda yaptığı kayıtta, farklı ithamlar dile getirdi. İddiasına göre, Antalya uçağında R5’li sporcu kesimine dönük tabiri caizse çok yakışıksız ifadeler çıkmıştı başkanın ağzından. Fakat dediğim gibi bu ifadelerin herhangi bir ses kaydı kulağımla duymadım, sadece sözleri duyduğunu ifade eden bir sporcunun üst düzey kattan bir serzenişi vardı video kaydında. Buna göre, Başkan, R5’li sporculara yönelik ‘baltalar’, ‘kazmalar’ gibi, ipe sapa gelmez yakıştırmada bulunmuştu. Acaba dedim, bu sözleri kiminle konuşurken sarf etmiş diye de düşünmedim değil, ama çok kısa zamanda yanıtını da buldum, fakat polemik olmaması için ismi zikretmeyeceğim ve sadece ‘rütbeli’ eski bir sporcu demekle yetineceğim.

Sabri Ünver, konuyu konuşmak için aradığında, Başkan’ın telefonu açar açmaz ‘ne var birader’ şeklinde yaklaşımını da ‘kabadayı’ yakıştırmasında bulunmakla kalmadı, bulunduğu makamın hiç te kabadayılık makamı olmadığına işaret etti. Anlaşılan o ki, Sabri Ünver, kendisi gibi sporculara yönelik yapılan yakışıksız ifadeler için fena kırgın, ki bunda da yerden göğe haklı ve sporu bırakmayı dahi düşündüğünü dile getirdi. Fakat, belki de bilmediği bir ayrıntıyı kendisine hatırlatmak gerekir; bahse konu olan kişinin liyakatı çok tartışılır. Bir önceki dönemin başkanı tarafından ‘işaret’ edilerek o makama oturmuş biri ve son seçim öncesi özel hayatındaki bir vukuatından dolayı da çokça gündem olmasına karşın, son seçimde eller yine kendisinden yana kaldırılmıştı. Çünkü, sistem buna çok müsaitti. Oy verenler O’nun liyakatını düşünmeden, tamamen salt takvimde yer almak ve bütçesel maddi destek beklentisi ile kendisine yandaş oldular. Yapılan farklı ayak oyunları ile de son seçimde karşısına çıkmaya niyetlenen bir rakibin önünü kesmek adına makamı kullanmaktan çekinmediği yaşanmış bir gerçekti. Sonunda giydiği gömleğin düğmelerinin patlaması bana çok aykırı gelmedi, sadece beklediğimden biraz hızlı oldu o kadar.

Son videonun peşine, ileri sürülen iddialar, R5’li ve bu duruma alınan bazı sporcuların Bursa Rallisi’ne katılmama boykotunun ise çok geniş çaplı olmayacağını umuyorum. Elbette Bursa’ya katılmayacağını peşinen ilan eden Sabri Ünver’i bu konuda yalnız bırakmayacak birkaç isim zikredebilirim, fakat öyle iddia edildiği gibi ‘takımlar’ genelinde bir kalkışma beklenmemeli. Yine de kabak Bursa’nın başına patladı desem yeridir. Nerden baksanız 6-7 isim, belki biraz fazla ama daha çok değil, eksik kalacak Bursa’nın kayıt listesinde. Sosyal medya paylaşımlarına eklenen isimlere ve ifadelere baktığımda, konuya ciddi takılan birçok isim gördüm.

Bir de, Sabri Ünver’in, bürokrasinin en üst zirveleri ile çok yakın ilişkisi olduğunu öğrendiğimde, ‘acaba konuyu oralara da taşımış mıdır?’ diye de içimden geçmedi değil. Bu sorumu görüşlerine değer verdiğim bir eski sporcu ile konuştum, ‘çok mümkün’ tarzı bir yaklaşım alınca durumun nerelere kadar gidebileceğini de düşündüm. Fakat, bence, bu konu sadece sporun en üst noktasındaki kişi ile sınırlı değil, aynı zamanda bir alt kademesinde ve hatta daha da alt kademelerinde bulunan ve yine liyakat anlamında o yerleri hak etmediklerini çokça düşündüğüm kadrosunun da bu spordan ayrıştırılması gerekir ki, spor rahat nefes alabilsin. Zamanla göreceğiz, bu işe nereye kadar uzar, veya ne şekilde kapanır. Ama elbette ki bu durumun sporun yararına olmadığı kesin. Kalın sağlıcakla. | 18 Nisan 2023 : 19.00

Son 70 haber

Yoruma kapalı

Arşiv

Go To Top