Şan şöhret boş Gerçekler hoş

Dünya çapında bir reklâm şirketi 1995 veya 96 idi galiba, beni çağırdı. Gittim. Genel Müdür seviyesinde karşılandım ve toplantıya girdik. Adamlar; Türkiye çapında araştırma yaptırdık, anketörlerle “Otomotivde en çok tanınan kim diye?” Açık ara ile siz çıktınız, doğrusu şaşırdık, dediler… Ben de “Kimin olmasını bekliyordunuz?” diye sordum. O zamanki ünlü yarışçıları saydılar peş peşe. Ben de “İyi sürücü olabilirler ama halk tabanları yok ki?” dedim. Ortalık sessizleşti ve düşüncelere daldılar… Sonuçta, Dünyaca ünlü bir markanın Türkiye tanıtım yüzü olacaktım. Gayet sevinçli işe döndüm. Artık yokluk dönemim bitecekti. Maaş kıskacından kurtulacaktım. Bahsi geçen rakkamlar, onlar için küçük ama benim için büyüktü. Çok bekledim. O telefon bir türlü gelmedi, gelemedi. Yine aynı yıllardı galiba. Büyük bir TV kanalında sürekli program yapıyorum. İç yapım oluğu için çok zor şartlarda iş yürüyor. Bir gün yönetmenim yolumu kesti ve aldığın maaşın yarısını istiyorum dedi. Utanıp sıkılmadan. Benim pazarlığım yoktur. “Sittir git kendin yap programı öyleyse” dedim ve uzadım. Gidiş o gidiş. Sonra araştırdım bu niye öyle dedi diye? Meğerse savı şuymuş. “Seni şöhret yapıyorum. İleride çok kazanacaksın. Bana şimdiden payımı ver” Len ben artiz miyim? Şarkıcı mıyım? Futbolcu muyum? Ne şanı ne şöhreti?.. Ben gerçeklerimle yaşayıp, 3 kuruşa hizmet eden biriyim… Böylece hep ilk 100 içinde yer alan TV hayatımı da kapatmış oldum.

Yakın tarihte, büyük bir yayın grubundan arkadaşım aradı. Burada ne şartlarda yazdığımı sordu. Gel bizde yaz dedi. Grup büyük olsa da yazara ödeyecek fazla paraları yoktu. Yaa kardeşim, kusura bakma ama ben zaten büyük gruplarda çalışmış bir yazarım. Sağından soluna hepsinin ne mal olduğunu iyi biliyorum. Neden sana geleyim ki, dedim? Okuyucun çoğalır dedi. Daha fazla kişiye ulaşırmışım… Sağol kardeş ama ben böyle iyiyim dedim. İnanamdı. Nasıl yâni? dedi. Ben okuyucuların niceliğine değil, niteliğine bakarım. Varsın 100 bin kişi okumasın. Bana 10 bin küsür yetiyor dedim. Şaşırdı. Evet, sistemimizde visitor raporu var. Haa… Genel derginin değil. Şahsımın okunurluk raporu var. Her giriş yaptığımda gerçek okuyucu adedimi görürüm. Yâni, daha önce de dediğim gibi. Rakkam yalan söylemez. Bu gerçekle yaşamak da hoşuma gidiyor. Sabah ve Milliyet’te 200 bin adetleri görmüş biri olarak hem de… Dertleştik işte. Hoşça kalın.

Nurican Hızır 22 Ağustos 2022 12:00

Son 70 haber

Yoruma kapalı

Go To Top