W mi desem, R mi desem, C mi desem?

Geçtiğimiz hafta güncellenen WRC takvimi bir anda gündem oldu.

Sosyal medyada paylaşanlar,

whatsapp guruplarından gönderenler, birebir paylaşıp yorum yapanlar…

E tabi konu önemli.

Bu aynı zamanda yarış bekleyen hepimiz için de ayrıca bir başlangıç.

Hem de aperatif değil bildiğin en kalınından ana yemek.

Fakat benim gözlemlediğim,

WRC takviminde olmamıza ve yarışa üç aydan az bir süre olmasına rağmen,

Kimsenin bir çalışma içinde olmayışı.

Marmaris’e kapağı atmıştır diyeceğim kim varsa arıyorum,

Ya evde ya alışverişte ya da işinde gücünde.

Ben federasyonun tecrübelerine herkes kadar güveniyorum, orada sorun yok.

Ama WRC nasıl yapılacak henüz aklım almıyor.

Ya işin en ağır, meşakkatli tarafları

(seyirci noktaları, seyirci özel etabı, basın toplantısı… vb)

iptal olduğu için işin yükü çok düştü yada beklenen şey takvim değil başka bir şey.

Bakanlıktan onay bekleniyor diye de bir duyumum var ama emin değilim açıkcası.

*****

Serhan Acar

2005’in kışındaydık.

Ülkemizde organize edilecek Formula 1 için artık sayılı günler kalmıştı.

O günlerde ben de Ankara’ya yeni taşınmış, Gazi’de hazırlık okuyordum.

Gazi Üniversitesi’nin ilk Otomobil Sporları Topluluğu’nu kurmuş,

Sporda ayrı bir heyecanla koşturuyordum.

Formula 1’de görev alacak görevliler için o zamanın TOMSFED’i,

Şimdinin TOSFED’i federasyonumuz bir eğitim programı ayarlamıştı.

Okullarımızdan izin alınmış hepimiz Taksim’de Pera’nın hemen ilerisinde,

Otel Bristol isminde bir otele yerleştirilmiştik.

Eğitimler Levent’te yer alan Türkiye Spor Yazarları Derneği’nde veriliyordu.

Bir konferans salonunda yüz belki de yüz elli kişi ,

Thomas isimli yabancı eğitmeni dinliyorduk.

Hemen hepimizin İngilizcesinin kıt olduğu, rahmetli Mazhar Demiralp’in,

Beşinci günde salona gelmesiyle ayyuka çıkmıştı.

Çareyi Serhan Acar’da bulmuşlardı.

Macar yöneticisi konuşuyor, Serhan Acar’da bize çeviriyordu.

O’nun sayesinde üç beş konu anlama fırsatımız oldu eğitimlerde.

Formula 1 konusuna o kadar hakimdi ki sanki yıllarca Formula 1’in direktörü olan,

Geçtiğimiz sene vefat eden Charlie Whiting’in yardımcılığını yapmıştı.

Böyle spesifik bir konuya nasıl bu kadar ileri düzey bilgiye sahipti,

Gerçekten şaşırıyorum.

O zamandan beri Serhan Acar adını ne zaman duysam hep dikkatle izlemişimdir.

Türkiye’de Formula 1’in yapılmasında çok büyük emeği vardır.

Federasyonda aldığı görevleri ve sunuculuk tecrübesini de,

Ayrıca takdir etmek lazım.

Malum Formula 1 sezona Avusturya GP’si ile başladı.

Ve yine Serhan Acar’ın sesinden yarışı izledik pür dikkat.

Serhan Acar’ın heyecanından hiçbir şey kaybetmemiş olması,

Bana göre, bu sporda bir umuttur.

Serhan Acar gibi bu işe deli gibi tutkulu birileri var olduğu sürece,

Spor tekrar eski cazibesine kavuşabilir.

Mesele Serhan gibi adamları sporun daha etkin alanlarına çekmekte bence.

Gerisi kendiliğinden gelecektir.

*****

Sormak ya da sormamak! İşte bütün mesele bu..

Açık söyleyeyim ben bu pandemi nedeniyle kulüplere gönderilen;

“Yarışma sırasında alınması gereken önlemler listesine” gıcığım.

Kimse kusura bakmasın.

Gıcığım derken de abartılı bir liste olduğunu düşünüyorum.

Böyle düşünsem de inadına eleştirmek istemiyorum.

Hâlâ bir bildikleri olmalı diye yaklaşıyorum konuya ve buna benzer konulara.

Öyle düşünmesem Körfez’de karting sporcuları antrenman yapıyor.

“Hepsi de dört gün önce, aynı ilde,

PCR testi yaptırıyor mu şimdi?” diye sorardım.

Soruyor muyum? Yok, sormuyorum.

*****

E-eleştiri

Daha önce de duymuştum ama çok üstünde durmamıştım.

Şimdi bir arkadaş mesaj atmış.

Ben de konuya kısaca değinmek istedim.

Konu mu?

“TOSFED Web Sayfası adeta oyun sitesine dönmüş” diyorlar.

Açıkçası her türlü eleştiriyi anlarım ama,

Bu gibi cevabı belli olan eleştirilere bir anlam veremiyorum.

Bu pandemi muhabbetini herhalde biz bir avuç insan yaşamış olamayız.

Yani hayat güllük gülistanlık, yarışlar ardı arkasına yapılıyor da,

Federasyon web sitesinde sadece ‘Dijital Yarışlar’a mı yer veriyor?

Web sitesine girince bana da ilginç gelmiyor değil.

Ben de anormalliğin farkındayım ama söyler misiniz, bu günlerde ne normal ki?

Ayrıca Dijital Şampiyonalar açıklandığı gibi gayette yolunda gidiyor.

Konuşacaksak yolunda olmayanları konuşalım bence.

*****

Özledik…

Hani böyle bazı anlar vardır, küçük bir anımsamayla başlar ve,

‘Hey gidi günler’ repliğini söyletir insana…

Kimi zaman bir fotoğraf, kimi zaman bir şarkı,

Kimi zaman ise ipucunu veren bir tanıdığın sesi ya da yüzü olur.

İşte bende geçtiğimiz hafta ki yazım için,

Tosfed Resmi İnstagram hesabına göz gezdirirken,

23 Haziran tarihinde paylaşılan gönderiye takıldım…

Fotoğraf SEAT Cup’tan bir kare içeriyor.

Yarış eski adıyla Pınarbaşı Pisti’nde çekilmiş.

Arka planda kalabalık bir seyirci kitlesi var.

Ne güzel günlerdi.

Yorumları okuyunca sadece benim böyle düşünmediğimi gördüm.

Birçok takipçi de benim gibi sporun geçmişine özlemle bakıyor.

Biliyorum ki bu iş o kadar kolay değil.

Tek bir açıdan yapılacak düzenlemeyle de o günlere geri gelinemez.

Fakat bazen insan en azından o yönde bir gidişat görüp ‘belki olur’ demek istiyor.

Bu spor ancak o ruhu yakalamak için mücadele verildiği zaman kurtulabilir.

Diğer türlü hatırlanmayan şampiyonlarla geçen,

Hatırlanmayacağına emin olduğum yıllar olarak geçer gider.

7 Temmuz 2020 : 11.45

Son 70 haber

Yoruma kapalı

Go To Top