Şeytan’ı yola salmışlar…


Çok özel nedenlerden dolayı, ansızın..
uzayıp Birleşik Amerika’ya gittim.
Bu boşluk zarfında, sanırım kusura bakmadınız…
Haber verecek fırsatım olmadı, çünkü..
Neyse… Olur böyle şeyler hayatta.
İdare edeceğiz artık bir birimizi.
Size sadece ve sadece iyi anılarımı yazacağım.
Ki, gününüz keyifli geçsin…
Üzülmeye kalkarsak, o kadar çok üzülecek şey var ki..
Farkına varmadan imamın kayığında buluveririz kendimizi. (Allah Korusun)
Hikâyem, geçen yıl, 11 Milyar dolar ciro yapıp..
1.2 Milyar dolar kâr eden milli gururumuz THY ile başlıyor.
14.5 saat süren uçuşum esnasında..
Soba borusu daha farklı nasıl tasarlanabilir diye kafa yordum.
Bir şey bulamadım ama, en azından..
Kendimi boru içinde kalma hissine alıştırdım.
Daha önce Londra üstünden Japonya’ya uçmuştum ama..
Her hâlde gençlikten dolayı koymamıştı bu kadar.
Her neyse, gezegen değiştirmiş vaziyette ABD’ye indiğimde..
Hiçbir ön yargım yoktu.
Ne de olsa dünya tecrübesiyle yeni kıtadaydım..
Ne olabilirdi ki?.. (Büyük konuşma!)
Önce, LAX havaalanında otobüs, metro, tramvay, tren gibi..
Vasıtaların olmadığını yaşayarak öğrenip, ilk şokumu yaşadım!..
Kapıda taxi karmaşası ve bulmacası da yoktu?.. Şaşkındım.
Fazla uzatmayayım, hiç mi hiçbir yere benzemeyen bir ülkede buldum kendimi.
5+5 tam 10 şerit otoyolda 140 km/s. hızla giden..
Tır-oto karışımı trafiğe sahip bir yoldaydım…
Vücudum bu mix karmaşayı maximum yadırgadı.
Hatta tepki de verdi. Vasıta sürmek istemedi.
Uber/taxi karışımı bir hayat başlamak zorundaydı..
Ki, hemşeriler imdada yetişti şükür.
Kaliforniya, Nevada arasını bol bol katederken..
Dikkatimi çeken Dodge Challenger bolluğuydu.
1971 yılında Wanishing Point filmiyle (Barry Newman)..
Hayatıma giren Challenger R/T, tekrar benzeri bir kasayla karşımdaydı.
İncelediğimde vergi hariç, 24.000 – 84.000 dolar aralığında..
V6’dan başlayan çeşitlerine rastladım. Seri SR/T ile sona eriyordu ki…
Nevada düzlüğünde yanımızdan geçen kırmızının uğultusu beni kendime getirdi.
Bu gördüğüm farklıydı. Çünkü o Demon idi…
Dodge Challenger SR/T Demon..
Toplam 3.300 adet üretilecek olan çok özel bir otomobil.
6.2 ltr. V8 motoru 840 HP güç sunarken, torku 770 Nm’u yakalıyordu.
Bu tek koltukla satılan çok özel otomobilde..
100 oktan benzin kullandığınız taktirde..
0-60 mil akselerasyonu 2.3 saniye (iki nokta üç saniye) gibi..
Müthiş bir rakam veriyordu.
(0-100 km/s. hızlanma gibi)
Çeyrek mil denen 400 metrede ise bu Şeytan..
Parkuru 9.65 saniyede katedip, 140 mil sürate erişiyor. (236 km/s.)
Full kalkışta kafayı kaldıran Demon..
Dünyanın ilk sıvı soğutmalı super charger motoruna da sahip.
Çeyrek milde dünyanın en hızlı seri üretim aracı unvanına sahip Demon..
AMG Spor Mercedes’i bile geçebilen bir otomobil.
Şu an 100.000 dolar altında bulmanız olası.
Sizi bilmem ama ben hastası oldum.
Hele otoyolda canlısını görünce..
“Şeytan’ı yola salmışlar” demişim, gayrı ihtiyari…
Bizdeki yaygın tabir ile “Allah sahibine bağışlasın” diyor..
Diğer gözlemlerime geçiyorum.
V8 hakimiyetinde olan spor otomobiller piyasasında..
Amerikan aygırlarından hemen sonra Japon ve Kore araçları geliyor.
Toyota, Nissan, Infinity oldukça arayı açmış durumdalar.
Çift kabin 4×4’lerde F150 Ford ezmiş geçmiş.
Binek 4×4’lerde ise Jeep iyi satmış ama Explorer ensesinde..
Chevy ve GMC de hatırı sayılır sayıda yollarda.
Bu araçları Japonlar takip ediyor.
Ama en yakışıklısı Cadillac arkadaş, bayıldım.
Hafta sonları ise off-road aktiviteleri dikkatimi çekti.
Kompozit malzemeli, iri lastikli araçlar çamur içinde yarıştan dönerken..
Güzel görüntüler verdiler (hepsi römorktaydı)
Benzin fiyatları eyaletten eyalete değişse de..
Galonu $ 2.65-3.15 dolar arası satılıyor.
1 galon yaklaşık 3.8 litre benzin yaptığına göre..
Orada litresi ($ kur: 4 TL) 2.78 TL-3.31 TL arsı değişiyor.
Bu nedenle Nevada’da benzin satışı daha yüksek.
Las Vegas ile ünlenen Nevada’da mülk fiyatları..
Emlak vergileri, kiralar, sabit giderler, çok daha düşük.
Fakat ‘suç şehri’ Las Vegas’ta suç oranı diğerlerine göre bir hayli fazla.
İşin ilginç yanı, Kaliforniya-Nevada arasındaki sınırda gümrük var.
Neye bakıyorlar dersen?
Araçta meyve var mı diye bakıyorlar?
Yakalanırsan suç. Cezası var.
Giderken suç değil ama dönüşte meyve suç?..
Ne tuhaf değil mi?
Tuhaflıklar bununla da bitmiyor.
LA-NEV arası otoyolda tuvalet yok?..
Var ama 10 yıldır kapalıymış? Devlet yapmamış?
Tüm civar çöl olsa da otoyolda durmak yasak.
Yâni, kazara bir gün gider de yolda sıkışırsanız, beni anarsınız!..
En önemli tesis koca Amerika’da yok, iyi mi?
Eee?.. Sen ne yaptın dersen?..
Tesadüf bir Shell gördük, içeride.
Yoldan çıkıp, can havliyle kendimiz oraya attık.
Tam filmlerdeki gibi bir benzinciydi.
Yıkık, hurda, tek katlı, 4 eski pompalı falan…
Civarında küresel çöl çalılarının aynı yöne yuvarlanarak gittiği bir yer.
Sahipleri de Nuh devrinden kalma.
Ama gel gör ki tertemiz bir restroom (WC) ve de ücretsiz.
Avrupa’da 1 -1.5 Euro vermekten yorgun düştüğümüz için..
Şu ‘Emerikan restleri’ iyi geldi valla…
Gelelim sürprize!
Oralarda seyrek de olsa, Renault benzeri bir otomobil görüyordum.
Kovalayınca aracın Hyundai Veloster olduğunu öğrendim.
Bayi 1.6 benzinli otomatik vitese 4.000 dolar indirim yapıp..
14.000 dolar demez mi? (vergi hariç)
Valla aklım kaldı ha. Bu kasanın bir de R spec’i var.
Ayarlı süspansiyon, 202 HP turbolu, değişen şanzıman oranlı, spor koltuklu.
18.000 dolardı. Gapıp gelecektim memlekete ama, THY Cargo almadı!..
Las Vegas girişinde, sağda Vegas Speedway var.
Lambo, Ferrari, Porsche kiralıyor.
Turu 59 dolardan, en az 5 tur refakatçi ile sürüyorsun.
Etrafı çöl olan pist güzel ve düzgün.
Sertifika da veriyorlar adına ama 10 dolar da kesiyorlar.
Heves söndürmek için iyi bir yol, üstelik casinolara gitmekten de ucuz.
Eğer şanssız bedevi değilsen!..
Casino’lar jeton devrini geride bırakıp karta geçmiş.
Kart verip, nakitle oynatıyorlar.
Kart kayıt tutuyor, belli aşamalarda bonus veriyor.
Cent’e de, tüm tekliğe de.
Bu teknolojiye Kıbrıs Lord’s Palace’ta rastlamıştım, çok hoşuma gitmişti.
Avrupa’ya nazaran ucuz denen ABD’de hayat bizim için ucuz değil maalesef.
Bir paket bisküvi yaklaşık 5 dolar falan.
Beyin ister istemez 4 ile çarpıyor, o an iştahın kaçıyor.
Pahalılığa yenilmemek için daima promosyonları kovalamak lazım.
Boşuna fırsatlar ülkesi dememişler.
Bir bakıyorsun, Wendy’s de hamburger 1 $..
Rakibi Carlo’s ta kampanya yapıyor, aynı fiyata.
Hem de doble burgere.
Çocuklu aileler 100 adet alıp, yemeyip donduruyorlar.
Lazım oldukça deep’ten çıkarıp, ısıtıp, çoluk çocuk yiyorlar. (İyi fikir)
Bize göre ABD öyle sağlıksız besleniyor ki şaşarsınız?..
Yediğim her şey acaip tuzluydu acayip. Onlar alışmış…
Burger, kızartma, taco, maco, bir yandan..
Mısır şerbeti ile yapılmış tatlılar diğer yandan..
Öte yandan sağlıksız obeziteyi kışkırtıyor ama kimsenin umurunda değil?..
İnsan şaşırıyor?.. Bir kesim 4 XL yaşıyor.
Kabullenmişler, öyle gidiyor.
Biz batıda olduğumuz için Trump fırtınasına yakalanmadık..
Ama doğu, her türlü fırtına ile sallanıyordu.
Bakalım gelen % 20 gümrük oranları halka nasıl yansıyacak?..
Eğer rafa zam olarak yansırsa, halk böyle işlere alışık değil, tepki doğurur.
Tepkiyi de doğu yakasında yaşayan halk gösterir ancak.
Batı da yaşayanların böyle bir alt yapısı yok gibi?..
Eveet… Geldik yazımın sonuna.
Sizlere yarışı az, sosyal yönü fazla bir derleme yaptım.
Tüm dünyanın merak ettiği Amerika’yı yazdım…
Bu, sizler için yapılmış bir analiz.
Dünyanın gözü bu ülkede. Gerçekten güzel bir ülke.
Bilhassa batısı evleriyle doğasıyla eşsiz.
Bu ülkeye göç etmek isteyen çok.
Amerika’ya değil göç, turistik ziyaret bile mesele.
Nedense, millet içeri adım attı mı, zengin olacağını sanıyor!..
Ama realite hiç de öyle değil.
Her milletten yoğun bir genç nüfus var.
Arayışta olan, kendine meslek arayan…
Yâni, iş gücü yeterince var.
Burada başarılı olmanın ilk şartı..
Mutlaka Amerika doğumlu olup burada büyümekten geçer.
Bazılarının hayal ettiği gibi..
Oralara sonradan göç edip, hayata baştan atılmak..
Hem çok zor hem de çok meşakkatli bir yol.
Müthiş bir rekabet var.
Başarılı olmak çok zor.
Bu işin maddi boyutu…
Bir de göçün manevi boyutu var.
Meksika’lının geleneği farklı, Japon’un farklı, Afro’nun daha farklı…
Selâmlaşıp konuşmakla iş bitmiyor..
Bir de onlarla yaşamayı becermek lâzım…
Farklı dünyalar. Zor.
Özetle “Espirisine gülemiyorsan, o ülke senin değildir” diyor..
Konuyu mantığınıza havale ediyorum.
Bu nedenlerle…
Zeytin ekmek yerim…
Doğduğum yerde mutlu ölürüm.
Deyip, veda ediyorum.
29 Mart 2018 : 19.00

Son 70 haber

Yoruma kapalı

Go To Top