Türkiye Rallileri içinde en unutulmazı
1970 yılında başlayan Türkiye Ralli Şampiyonası yarışlarına..
1972 yılında Günaydın gazetesi dahil olur ve ismini verir.
Böylece yıllarca Günaydın Türkiye Rallisi yapılmıştır.
Rallici jargonunda da bu yarışlara kısaca ‘Günaydın’ denirdi.
Bu ralliyi diğerlerinden ayıran özellik, sadece yerli otomobillere açık olmasıdır.
Bu nedenle fabrikalar sadece bu yarışa önem verirler.
Zaten gazetelerde haber olabilen tek rallimiz de budur.
1975’in bitmesi ile de Günaydın, yerli özelliğini terk eder ve..
Uluslararası olup çok markalı bir yarış haline gelir.
Yıllarca yapılmasına rağmen..
Azmi Avcıoğlu’nun 131’i dışında yerli otomobil başarısı gelmez.
(Avcıoğlu’nun 34 P 4099’u 2.0 litre Twin Cam Fiat motordu)…
Ana konumuza dönecek olursak…
Bu diziler içinde en unutulmazı..
1975 yılında yapılan Günaydın Rallisi olmuştur.
O yıla dek sadece yerli otomobillere açık olan en büyük yarışımız..
55 Renault, Tofaş ve Anadol’un katılımı ile..
5 Haziran 1975 Perşembe günü, İstanbul’dan start alır.
Mevsim normalleri dışında bir sağanak yağışı vardır…
Karadeniz kıyısındaki Amasra’ya çok zor şartlarda varılır.
Hava şartları hâlâ kötüdür.
Ali Sipahi, her şeye rağmen ilk ayağı birinci bitirir.
Ertesi gün, Ankara yönüne start verilir.
Bu ayakta 8 müsabık, o günkü tâbiri ile ‘abandone’ olur.
Diğer gün istikamet Ayaş, Beypazarı, Nallıhan, Göynük etaplarını içermektedir.
Sabah erken yola çıkan öncü araç..
Taraklı-Bilecik arası etapların sel suyu ile kaplı olduğunu görüp..
Yarışı durdurmak için geri döner.
Fakat bu meyanda ralli tüm zorluklara rağmen sürmektedir.
Sonradan taksi şoförü olduğu öğrenilen Zonguldak’lı Ahmet Köktürk..
Murat 124’ü ile (Tadilatsız) suları, taşkınları, dereleri aşar ve etabın toprağına ulaşır.
Bu başarısındaki en büyük etken, yöreyi çok iyi tanımasıdır.
Güzergâh dışına çıktığı tahmin edilmektedir.
Becerilerini tabiatta sergilerken tek başınadır.
Oluşan olaylardan habersizdir…
Bu arada, müsabıkların Zaman Karneleri toplanmış..
Etap Bilecik’e asfalttan gidilecek şekilde belirlenmiştir.
Nötralizasyonda amatör bir rallicinin, ıslak etapları aşıp toprağa çıktığı duyulur…
Bu olay kıdemli sürücülerin hoşuna gitmemiştir doğal olarak… “
Özel etapta fark at, off-road’ta geçil!..”
Nötralizasyon esnasında bir takım olaylar yaşanmışsa da..
Yarışçılar tekrar yola koyulup, Devrek Özel Etabına doğru gaza basarlar.
Yaşananlardan dolayı konsantrasyonunu yitiren ve yorulan Ali Sipahi..
Birinci gittiği yarışta yanlış yola sapar ve iyice zaman kaybeder.
Hâliyle sıralamada gerilere düşer.
Bu yarışta, yaşadıklarından dolayı..
Ali Bey’in kâlp hastalığına neden olan olayların başında bu ralli gösterilmiştir.
Daha sonra katıldığı Hebros Rally’de (Bulgaristan) de kâlp krizi geçirip..
Hastanelik olmuş ve bir süre yatmıştır.
1975 Günaydın Rallisi’ne dönecek olursak.
Yaklaşık 3 bin kilometrelik bu yarış..
İstanbul, Amasra, Ankara, Göynük, Bursa, Uludağ, Soğukpınar, Gemlik..
Samandıra finişli olarak 4 günde biter.
İlk üç sıraya yerleşen Renault Mais Takımı, Renault 12 sürmektedir.
Birinci giden Renault’ta da Faruk Süren/Lem’i Tanca vardır.
Fakaaat…
Bu sansasyonel yarışta yaşanan sürprizler henüz bitmemiştir.
1973 ve 1974 Türkiye Rallisi’ni de Faruk Süren kazandığı için..
Fabrika yönetimi tekrar Süren’in birinci olmasını istemez.
Üstten gelen acil talimatla..
Renault Mais Ralli Takımından Engin Pekcanlı..
Gizlice, Süren’in karbüratörüne üstüpü tıkar ve..
Faruk Süren/Lemi Tanca ekibi, tekleyen araçları ile sonunda kalırlar.
Birincilik artık Aytaç Kot – Ercan Ayan’ındır.
Böylece takım stratejisi, Türkiye’de ilk kez uygulanır ve..
Bu şaibeli durum, zaferle sonuçlanır.
Bu acı gerçeği Lem’i Tanca yıllar sonra öğrenir..
Ama iş işten geçmiştir artık.
Sonuçta bu efsane yarışta;
- Aytaç Kot – Ercan Ayan Renault 12
- Demir Bükey – Osman Billi Renault 12
- Şükrü Okçu – Cihat Gürkan Anadol A1
- Mehmet Köprücü – Ahmet Çeviker Renault 12
- Oyman Atabay – Ali Kelşoğlu Renault 12
- Temel Yılmaz – Atilla Bilen Murat 124
- Erdoğan Kaya – Uğur Soysal Renault 12
- Ersin Ergun – Yaşar Karakadılar Renault 12
- Ayhan Dereli – Atilla Soysal Renault 12
- Selahattin Gamsızoğlu – Naci Özmen Murat 124
- Erdal Altın – Hayri Yazıcı Renault 12
- Halim Erdal – Atilla Yamanlar STC
- Güven Özer – Yaşar Temiz Murat 124
- Haldun Hekimoğlu – İbrahim Toftalı STC
- Ercüment Bilgin – Cengiz Savaş Renault 12
- Berç Arhanyan – Zeki Yalçın Renault 12
- Feridun Pehlivan – Turhan Bigutay STC
- Vehip Sümer – Osman Akar Murat 124
- Ahmet Atom – Naci Akçakar Renault 12
55 otomobil start alır, fakat 19 yarış aracı finiş yapabilir.
Yukarıdaki klâsmana giren isimler, derece yapıp şampiyona için puan toplarken..
Renault Mais, Balkan Şampiyonluğunu da, bu yıl ilan eder.
En büyük ralliyi kazanan Aytaç Kot’ta, kazanılan şampiyonlukta en yüksek puana sahip olduğu için..
Resmiyete dökülmese de Balkan Şampiyonu sayılmıştır.
Başarılar peş peşe gelse de…
Aynı yıl Renault, gazetelere tam sayfa ilan verip..
‘4 yıl üst üste Türkiye Rallilerini kazandık bu kadarı bize yeter’
Mealinde bir ilanla rallilere veda eder.
İkisi Patrick Landon tarafından..
Taksim’de Gordini’ye çevrilen 12 tane Renault 12’de garaja çekilir.
İkisi 1978 yılında standart motorla London-Sydney Rally’de kullanıldı.
Ama geri kalan 12’lere ne olduğu bilinmiyor?
Günümüzde bir tek 34 TN 349 plakalı Renault 12
Yaşamını Cem Acar’ın garajında ürdürmektedir.
Aytaç Kot’tan satın aldığı araca da yaklaşık € 40.000 değer biçmektedir.
Ana konuya gelince.
Zonguldak o yıllarda başka ralliciler de çıkarmış bir ilimizdir.
Fakat, bazılarının hikâyesi Alman sınırında yaşanan, polisiye olaylara uzanınca…
Kaleme almaktan vaz geçip, tadında bırakmayı uygun buldum.
Affınıza sığınarak ve…
Spor etiği gereği.
İşte, tarihimizden unutulmaz bir temel taşı daha…
Doyumsuz ve ibret dolu!..
Ama altın değerinde.
Asıl üzüntüm nedir biliyor musunuz?..
Ralli sporunu tanıtmak adına, bir takım sergiler yapılıyor.
Tır’lara otomobiller yükleniyor, plâkalar takılıyor, şehirden şehire taşınıyor.
Millet de karşıdan otomobilleri izleyip..
Neler olduğunu hâyâlinde canlandırmaya çalışıyor?..
Böylece sporumuz ivme kazanıyor falan sanıyoruz.
Kimse kusura bakmasın…
Dostluk başka, iş başka, sanat bambaşka.
Sağda solda görüyorum.
Kuşe kâğıda basılmış kalın ciltli kataloglar hazırlanıyor.
Açıp bakıyorsun, sadece ve sadece fotoğraf var. Bir de ekibin ismi. O kadar.
Ne anlatım var, ne tarih var, ne netice var…
Biri çekmiş, biri seçmiş, öbürü basmış. İş bitmiş!..
Emeğe saygım sonsuz ama…
Bu mudur?..
Koca Türkiye’nin Ralli Tarihi, infosuz birkaç otomobilden mi ibaret?
Hıh… Kolaycılık bu olsa gerek.
Bakıyorum da…
Prim de yapıyor.
Devran sürüyor.
Nurican kulunuz da yıllardır çalışıp didiniyor.
Yedi yıldır…
Kendi çabaları ile bir şeyler yapmaya çalışıyor.
Takdirden vaz geçti…
Hakaret görüyor.
Ama bu gemi artık gitmiyor.
Limana yanaşmak istemiyor.
15 Şubat 2018 : 15.45