Etik
Otuz yıldır yazıyorum..
Bir insan ömrü olan bu zamanda..
Çok dikkat ettim;
?Etik? denilen anonim değerlere..
Zaman zaman da sert kavgalar verdim..
Elbet, kalemim ile ve bu değerden uzak duranlara..
Uzun süre Mümtaz Başkan ile de uğraştım..
Eşi, oğlu, kızı, yarışmasın diye..
Başkan?ın ailesi yarıştığında, bizim..
Kraldan çok kralcı tayfa iş edinecek..
Bu durum çok suiistimal edilecek, diye..
Elbet, Mümtaz Başkan çok kızdı, küstü ve konuşmadı.
Ama birkaç yıl sonra, bunun farkına vardı ve düzeltti.
Hanımı kenara çekti, oğlunu yurt dışında yarıştırdı.
Biz de kestik bu konuda yaptığımız eleştirileri.
Yıllardır, bu yüzden, bu etik değere çok önem veririm.
Yönetici, aynı zamanda sporda rekabete girmemeli, diye..
Demir Berberoğlu, yarışırken Başkan olduğunda da pür dikkat kesildim.
Başkan iken de yarışacak mı? acaba diye..
Aklı selim adammış ki buna tevessül etmedi.
Ama historic Renault? unu Federasyon görevlisine verdi, yarışsın diye..
Birileri ortalığı havalandırdı, etik mi diye..
Başkanlığı bıraktıktan sonra, yurt dışı maratona katıldı, Demir Başkan..
Derece bile yaptı ama, medya fark etmedi diye de hayıflandı!
Bugün de, benzer bir durum süregeliyor, üstelik fütursuzca..
Federasyon yönetim kurulu üyesi, Ahmet Ünlü, parkura çıkıyor.
Bir oldu, iki oldu, bekledim ama nafile. Tapa gaz devam!
Bu sezon, hem Andoff mahallinde ve hem de ulusalda yarıştı.
Podyum yaptı, kupa kaldırdı. Hatta, ulusalda iddialı durumda.
Şampiyon olursa, sezon sonunda, kendisine kupayı kendisi verir!
Peki ama yönetim kurulu üyesinin yarışması etik mi?
Offroaddan sorumlu iken, offroad yarışçısı olmak, ne kadar doğru?
Yarışlarda görev alanlar, hakemler, hepsi federasyon görevlisi..
Bir anlamda, patronları, Ahmet Ünlü.
O, etapta yarışırken, hiçbir görevlinin aklı karışmaz mı?
Patron, hata yapsa açık edilir mi?
Ya da, bir konuda itiraz ettiğinde, ne düşünür karşısındaki görevli?
Hiç mi etkilenmez? Karar verirken, endişe etmez mi?
Herkes, bu durumdan az veya çok etkilenir.
Hayır diyen, samimi değildir.
Peki ama yönetim kurulu üyesi olarak yarışmak zorunda mı?
Kimse de artık etik değer çekincesi kalmadı mı?
Üstelik, Ankara?da da, Karabük? te de, dolu dolu yarıştı.
Temposu kendisine podyum ve hatta zafer getirdi.
Madem içi yarış aşkı ile bu kadar dolu, işin kolayı var..
Çıkarsın yönetici şapkasını, devam etsin yarışmaya.
Rakipleri ile kendisini eş seviyeye getirdikten sonra..
Kimse yarışmasına ses etmez, hatta tebrik te eder ama..
Yönetici şapkasını üstüne bir de yarışçı şapkası çekmesi, işi bozar.
Şaibe yaratır, hem kendine ve hem spora zarar verir.
Ankara?da, mahalli bitti, sonuçları edindim..
Gayri resmi ama yetkili bir ağızdan.
Haberi girdim ajansa, 1-2-3.. Yarım saat geçmedi, sonuçlar çıktı..
2 dediğimiz yarışçı 3, Ahmet Ünlü 2 oldu.
Sordum, neden diye? ?Kapı düzeltmesi yapıldı? dendi.
Şüphesiz haklıydı ki, yapıldı. Ama bu düzeltmeler bir başkasına..
Aynı hız ve kesinlikle yapılmadı, an azından ben görmedim.
Bu ilgiyi neye yormak lazım?
Elbette, yönetim kurulu üyesi olmasına.
Varlığı, nefesi dahi yetiyor, görevlilerin diken üstünde olmasına.
Şahsından değil bu korku, şapkasından!
Çıkarsın şapkasını, devam etsin yarışlara..
Benzer kapı itirazları yine ve aynı hızla düzeliyor mu görelim!
Nice yarışçı, veryansın etmiştir gözümle şahidim..
Ne dedi ise işe yaramadı, kapı düzeltmesi yaptıramadı.
Bu yüzden, Ahmet Ünlü, bir an önce tercihini yapmalı ve..
Ya yarışmacı veya yönetici olmayı seçmeli.
Çünkü bu iki karpuz bir koltukta taşınmıyor!