Tribün..
Haftalar öncesiydi..
Ajansta yazdım..
Dünya Rallikros Şampiyonası, ve..
RX-Lites yarışının İstanbul ayağı için..
89 TL bilet fiyatı çok, dedim..
Bu paraya kimse eşini, çocuklarını..
Arkadaşını alıp gelmez dedim.
Rakamlar apaçık ortadaydı;
Kendisi, eşi, 2 çocuğu..
Bilet, otopark, sandviç, kutu içecek..
Toplamda, 2 günde 500 lira harcar..
Bu da, tribünlere insan çekmez..
Yalan mıydı, yanlış mıydı?
Okumamış olan varsa, üstteki linki tıklayabilir..
Ne oldu? En yakından en uzağa..
Çok bilen, çok görmüş değil de..
Çok konuşanların çeneleri açıldı.
Kalemleri sosyal medyada sarmalladı.
“Çok bilir mişim..”.. “Nereden bilir mişim..”
Böyle bir etkinlik için, 89 lira bilet..
Çok pahalı değilmiş!
Çocuklara bilet alınmazmış.
Yazan (ben) kötü niyetliymişim..
Filan.. filan.. filan..
Ne oldu? Tribünler doldu mu?
Ne gezer? Hani, nerede seyirci rakamları?
Gerçekten kaç para tahsil edildi, kaç bilet satıldı?
Firmalara, eşe dosta dağıtılan ücretsiz değil..
Gerçekten para vererek bilet alan kaç seyirci oldu?
Bilet satılamayacağını düşündüklerinden.. Önce;
Görevlilerin fiyatını düşürdüler..
Sırf tribünleri dolu göstermek adına…
Ki, o zaman caka satılacaktı; seyirci gani, diye..
Ama yetmedi, ki dağıttılar kimbilir kaç bin bedava bilet..
Eşe dosta, hasım akrabaya ve hatta şirketlere..
Tabii, federasyondan yolu bir şekilde geçen şirketlere..
Bu dahi dolduramadı, tribünleri..
Doldurmak ne kelime, boşluk dahi azaltmadı.
O gün bugündür bekliyorum; bir delikanlı rakam açıklansın..
Bir gerçekten tüm tribünleri gösterecek bir fotoğraf yayınlansın..
Ama söylenmedi, yayınlanmadı. Neden?
Çünkü, tribün boştu ve söylemlerinin tam tersiydi, ama gerçekti!
Bakıyorum da, son zamanlarda, sosyal medyada..
Yani, özellikle face?de kişisel hesaplarda ve hatta lokal grup hesaplarında dahi..
Dün benim söylemlerinin eşi benzeri gırla.. Gitmişler, görmüşler, yazmışlar..
Bilet pahalı demiştim, aynısını şimdi onlar da diyorlar..
4 Kişi 500?ü bulur diye hesap etmiştim, sonunda aynı hesaba gelmişler..
Tribün boş kalır demiştim, kaldığını bizzat yaşamı ve görmüşler..
Ama, ne ilginçtir, benim öngöremediğim bazı ayrıntılar da varmış..
Misal; ?0? lira bedelli sözüm ona ?hediye? biletlerin,,
Bazı benzin istasyonlarında, bedelle satılması..
İşte bu, hiç ama hiç aklıma gelmedi, gelmezdi de..
Hadi bizimkiler aymaz ama ya şirketlerin yöneticileri?
Bedelsiz biletlerin istasyonlarında satılmış olması..
Hiç mi kulaklarına gitmedi ve bundan hiç mi rahatsız olmadılar?
Bir de, para verip te tribüne çıkan az sayıdaki insanların..
Bedave biletle pit alanında dolaşan bazı arkadaşlarınca..
El sallanarak selamlanmaları, çok dokunmuş, öyle yazıyorlar…
“Neden biz de bedelsiz almadık, biz de el sallamadık!”
Yine aynı sosyal medya paylaşımında..
Bir eski mekaniker, ki şahsen de tanırım kendisini..
Nedense, ‘medyayı vizyonsuz ilan etmiş!’
‘At gözlüklerini atması gerektiğini’ eklemiş.
Acaba kaç medya vardı? Ama ?gerçek? medya..
Sarı-yeşil-turuncuları kastetmiyorum.
Ne önceki, ne de sonraki haftalarda..
Ulusal medyada gözüme çarpmadı, dünya yarışının haberleri..
Ama illa ki vardır ve federal yapıda bunlar mutlaka! paylaşılmıştır..
Ben, ki art niyetli insanım, ulusal ilk 10 gazete haberine bakarım..
Var mıydı? Ki, varsa bir iki haber, gözlük numaramı değiştireceğim, söz..
Yarış naklen yayınlanmış olmalı, ben parkurda olduğumdan seyredemedim.
Kaç kişi seyretti acaba, gerçekten çok merak ederim.
Ama varsa gerçek rakamlar, PR şirketlerinin toplanan afakilerden olmamalı.
Bilmem kaç milyon liralık rating rakamı çıkarmak için..
Şirketlerden toplananları demiyorum..
Kaç kez yazdığımı hatırlamıyorum.. Medya, seyirci varsa kafasını uzatır..
Siz ise, medya yazsın ki seyirci gelsin diyorsunuz!
Ne tezat! Yumurta-tavuk misali.
Nurican yazısında bahsetmişti, ama rakam ve hesap yönetimini bilmiyorum.
“Dört milyon liraya mal olmuş” bu yarış, pist işletmecisine..
Kabaca, 500 adam varmış tribünde..
Adam başı 8 bin lira maliyet çıkarmış, Nurican da nerden bulduysa yazmış..
Dört milyon lira, bazıları için hafif kalır ama gerçekte sıkı bir bütçe..
Tabii rakam gerçek ise ve neleri kapsıyor bilinebilirse..
Sosyal medyada dillendirilen bu konuya mesaj ekleyen bir sporcu;
?Motor sporlarını önce zenginler kulübü için kolay gidilebilen bir spor..
Zihniyetinden çıkarmak lazım, ki kitleler bu sporu sevsin? diye yazmış.
Sence, sizce, sporun yönetiminde de böyle bir olgu var mı?
Bu konuda adım atacak bir vizyonları var mı?
Arabası varsa gelsin, parası varsa seyretsin..
Çünkü, özünde de aynılar; ?Parası olan yarışsın..?
Bir diğer sporcu şöyle demiş;
?Bir şeyleri yanlış yapıyoruz, ki bu spor ve bu sektör ilerleyemiyor..?
Aynı noktalara geliyoruz, yavaş yavaş..
Bir diğer seyirci ise, olması gerekenlere vurgu yapmış.. Ben ne yazmıştım;
Bedava bilet dağıt.. Hatta gelene ver şapka, sandviç, parasız..
Kaz gibi değil, misafir olarak gör, bu insanları..
Hatta, gelmek isteyen ama aracı olmayanlar için de..
Belediyeden 3-5 otobüs iste, sponsor olarak..
Yap bunları, geç tribünlerin karşısına gör kalabalığı.
Önce, malını göstereceksin geniş kitlelere..
Sonra azar azar kazanç bekleyeceksin.
En iyisini ben yaparım, onlar mutlak gelir ve izlerler..
Diye hayale dalarsan eğer, gelecek seneleri de kaybedersin.
Bizde olduğu gibi. Ne şimdimiz var, ne de geleceğimiz..