Özeleştiri

Değişen ekonomik şartlar.
Yer değiştiren siyaset…
Kur farkı heyecanı.
Derken.
Çalkantının ortasında kalakaldık…
Şu an..
Holding sahibi ile amele aynı kaygılarla yaşıyor artık.
Bu gerçekle yaşıyorken..
Hobiye ayıracak zaman kalmadı gibi.
Artık…
Zaman düşünme zamanı.
Zaman doğruları bulma zamanı…
Beyin artık netleşmeyi talep eder oldu…
Düşündüm…
Hem de uzunca bir süre…
Bazı yargılara vardım elbette, kendimce.
Gelelim bu düşüncelerimden;
Sizinle paylaşacağım bölüme.
Önce, geçmişte olanları süzdüm…
Ne olmuştu?
Günlük gazetelerin her gün yazdığı sıradan bir yazı, bizim ajansta olay oldu!..
Trabzonspor, her gün ısrarla;
Fenerbahçe’nin Kupa almasının haksızlık olduğunu söylüyor mu?
Federasyona durumun şaibeli olduğunu daimi bildiriyor mu?..
Benzeri bir yazı da ben yazdım. Ortalık karıştı…
Konunun muhatapları nedense ortaya çıkamadı?
Şurada üç beş senedir tanıyanlar savunma ihtiyacı duydu.
Hatta iş hakarete kadar vardı.
Gidip seyretmemekle suçlandım.
Seyretseymişim, böyle yazmazmışım.
Camel Trophy’leri fiilen izlemiş ben, eğitimini Land Rover tesislerinde almış ben..
Kendi yurdunda yarış izlememiş olabilir mi?..
Daha siz off road’un ne olduğunu bilmezken, ben Cat’li, çamurlu geziyordum…
Geçiyorum.
Saat 17’de biten bir dizi yarışın..
Gece 24’lerde bile bitmediğini en iyi bilenlerdenim.
İtiraz verenler ve hakemlerin bizi (basını);
Dışarıda dondurdukları kişilerden biriyim…
Şimdi, 60 yaşında biri, bir konu yazıyorsa, bir bildiği vardır… Boş yazmaz.
Bunu da geçiyor ve bir temennide bulunuyorum.
İnşallah o arkadaşınızın co-pilotu siz olursunuz bu sene.
Ve… Gelelim diğer polemik konusuna…
Sıradan bir vatandaş olarak sordum, ”Neye göre?” diye…
Vatandaşa hizmet vermekle yükümlü o resmi kuruluş cevap veremedi…
Bu talihsizlik onlara yapışıp kaldı. Ben ise uzadım gitti…
Konuyla ilgili epeyi mail, telefon ve mesaj aldım. Teşekkür ettim.
Fakat bir görüşmem çok ilginçti…
O kuruluşa yakın bir arkadaş kulağımı büktü ve…
”Ya kardeşim sen ortalıkta dolaşan bir basın mensubu değilsin ki?”
Eee?…
”Onun için unutulmuş olabilirsin, bu gayet doğal” dedi…
Bu haklı gerekçe ile de konuyu daha fazla kurcalamamamı söyledi!
Vah be bize…
Sayın Hıncal Uluç, Engin Ardıç, Yılmaz Özdil, Ayşe Arman…
Hemen ortalıkta dolanmaya başlayın..
Yoksa yazarlığınız güme gider, haberiniz ola!
Haa… Bu arada beni de kaybettiniz…
Başınız sağola.