“Suçlu benim..”
Ankara Otomobil Sporları Kulübü Başkanı Metin Ertuğrul, hafta sonu Antalya’da düzenlenen ve organizasyonda yaşanan sorunlar nedeniyle pek çok eleştiri alan 40’ncı Hitit Rallisi’nde yaşananlar için kendisini suçlu ilan etti. Başkan Ertuğrul’un organizason adına kamuoyuna yönelik olarak sadece Ralli Ajansı kanalıyla yaptığı açıklama, satırı satırına aynen şöyle..
“Hafta sonu kulübümüz tarafından organize edilen 40. Hitit Rallisi hepinizin takip ettiği ya da yerinde gözlemlediği gibi, bir çok soruna sahne oldu. Öyle bir organizasyon oldu ki, sporcusu, görevlisi, seyircisi, spor komiseri, sponsoru, direktörü, kulüp yönetimi ve hatta fedarasyon da dahil olmak üzere camiamızı oluşturan tüm unsurları bunaltan, yoran-bitmek bilmeyen bir kaosa dönüştü.
Süreç;
Geçtiğimiz yıl iki seçim yaşayan federasyonumuz gibi bizim kulübümüzde bir yönetim değişikliğine sahne oldu. Yönetime gelir gelmez yaptığımız ilk iş olarak tarihleri fazlaca yaklaşmış olan ve çok muhtmelen sporun içinde olduğu çalkantı nedeniyle parkur çalışmaları dahil hiç bir hazırlığı yapılmamış olan tırmanma ve ralli yarışmalarının tehiri için federasyona başvurduk. Federasyonumuz da bu taleplerimizi makul görerek talebimize olumlu yanıt verdi.
Bu durumda suçlu federasyon mu? Sporun dibe gitmemesi için çırpınan, bu sporu küllerinden yeniden alevlendirmek için uğraşan her yönetimin en son tercihi, bir rallinin sadece tehir onayı vermedikleri için takvimden düşmesi olurdu herhalde. Bence federasyon doğru olanı yaptı, dolayısıyla suçlu federasyon değil.
Tehir onayının alınmasının ardından, yeni parkur arayışına girdik, ancak zaman o kadar kısıtlıydı ki planlamada eksik kalmamak adına bu süreci kısa zamanda sonlandırdık ve bu hafta sonu koşulan/koşulamayan etaplara yönlendik.
Yoğun bir çalışma ve iyi planlama sonrasında da rallinin kurgusunu tamamladık. 2 seyirci özel etaplı, normal etapları uzun ancak sponsorun imkânlarıyla yapılan tanıtım sayesinde kalabalık bir start ve servis alanı kurgusuyla güzel bir ralli planladık.
Peki ne oldu?
Cumartesi günü recce sırasında sporcuların çamura saplanması sonrasında, sporcuların keşif turlarını tamamlayabilmesi için hazırlanan program 3,5 saat ertelendi bu erteleme nedeniyle de seremoni start organizasyonun yeri değiştirildi ve servis alanına alındı.
Etaplarda yol keşif turları gerçekleştiği sırada ise saat 13.00’da planlandığı üzere MTK toplantısına geçildi. Katılan takım direktörleri, yol keşfi turları sırasında çamur olan Kökez özel etabının iptal edilmesi gerektiği yönünde görüş bildirdiler. Direktör ve spor komiserleri doğal olarak fikirlerini beyan etmediler. Ve toplantı sonlandı.
Etap geçilemez durumda değildi. Hatta çoğu otomobil ikinci geçişlerini dahi tamamlamıştı. Ancak ambulansın geçişi açısından riskliydi.
MTK toplantısının yaklaşık yarım saat ardından komiserler kurulu toplantısına geçildi. Toplantı sonrasında gerek TRŞ gerekse de TRK’nın etap geçiş sıralarında eşine az rastlanır değişikliklere gidildi. Bu fikirin mimarının kim olduğunu tam olarak bilmiyorum, bildiğim şey şu ki, tüm büyük sıkıntılar bu değişiklikten itibaren baş gösterdi.
Peki suçlu bu etap sıralamalarının mimarı mı? Asla!
Yaklaşık 25 km’si, yağmur ve etap güvenliği nedeniyle iptal edilmiş bir yarışa 20 km’yi tekrar kazandıran bir kurguydu bu. Yani, tabire caizse “kuşa” dönecek bir yarışı tekrar ralliye dönüşterebilecek bir kurgu. Yani suçlu ne bu programdır ne de bu programın mimarı?
Cumartesi akşamı yağmura rağmen seyircili ve keyifli bir seyirci özel etabı geçildi.
Aynı saatlerden başlayarak, yarışmanın tüm görevlileri değişen etap sıralamalarına göre yeni itenary, yeni yol notu, yeni benzin ikmal, yeni toplama alanları, yeni zaman karnesi, yeni sevkiyat planları üzerine çalışmaya başladı. Yani bir öğleden sonra başlayarak ertesi güne yepyeni bir ralli yetiştirmek için çalışıldı.
Kurguya göre Aslanlı etabı TRK için 3 kez kuyruğunu kovalayacak, TRŞ içinse Kemer etabı 2 kez kuyruğunu kovalayacaktı. Kemer stop’tan çıkan otomobil, son otomobilin peşinden tekrar Kemer etabından start alacaktı. Bu planlama ve uygulama mümkün müydü peki? Bu ekiple evet.
Türkiye’nin en iyi ve en yardıma açık 2 ralli direktörü spor komiseri olarak oradaydı, Bursa, İstanbul, İzmir etapçıları yukarıdaydı, İstanbul, İzmir ve Bursa’nın başarılı ve tanıdık isimleri direktör yardımcısı olarak ralli merkezdeydi, tecrübe eksikliği olan ancak bilgili direktörümüz oradaydı, kulübün tüm ekibi oradaydı.
Peki ne oldu da, sonuç kaos oldu?
Herkesin yaptığı, zincirleme bir şekilde ilerleyen yüzlerce hatayı bir seferde yazıya dökmek pek mümkün değil. Belki gerekli de değil. Çok sevdiğim bir takım mensubunun çok güzel ifade ettiği gibi, bu yarış tez konusu olabilecek olaylara sahne oldu.
Detaylarda boğulmadan, büyük resime bakarak değerlendirmek gerekirse, 40. Hitit Rallisi sırasında bir kriz yaşandı ve bu kriz, tüm bu güçlü ekibe rağmen kaosa dönüştü. Ve bu kaosun tek bir suçlusu var, o da benim.
Organizasyon komitesi başkanı ve kulüp başkanı olarak, yarışmanın içerisinde bulunan herkesin birlikte ve uyum içerisinde çalışması benim görevimdi ve bu görevi yerine getiremedim. Bu unsurların kucaklaşmasını sağlayamadım. Ve sonuç yaşanan bu kaos oldu? Hepinizden özür dilerim.
En büyük üzüntüm ise organizasyonda yaşananların ve kararların, sportif başarıların önüne geçmesi oldu.
Garantilenen şampiyonluklar?
Adil’in 3 tekerlek üzerinde 100’ün üstünde km yaparak yarışı bitirmesi?
Bugün konuşulanlar bunlar olmalıydı.
Bu yarışın tek mağduru sporun kendisidir. Daha fazla mağduriyet olmamasının yöntemi de artık kahramanların konuşulmasıdır. Suçlu belli oldu, yanlış kişileri suçlamanın anlamı yok. Tanıdığım tanımadığım herkes, ister içini dökmek isterse de sorularını sormak için bizzat bana ulaşabilir, telefonum hep açık.
Çok iyi hazırlanmış bir otomobil, çok iyi pilotlar, çok iyi bir takım, podyumda olmak için yola çıkılmış bir yarış.
Yağan yağmur, yapılan yanlış setup, yanlış strateji; bırakın podyumu finişe zor gelinen bir ralli.
Yaşanan budur ve suçlusu bellidir. Yapılması gerken ise hataların doğru analizi ve tekrarlanmayacağından emin olunmasıdır.
Hataların bize kattığı tecrübe ve yaşananların verdiği azimle yolumuza devam edeceğiz. Teşekkürler.
G.Metin Ertuğrul / ANOK Başkanı”
