Türk Modeli’ne dönsek ne olur?
Son yazıma verdiği detaylı cevaptan dolayı Ercan Kazaz’a teşekkür ederim.
Sayesinde, aydınlanıp bilgilendik…
Bu arada bir dizi spor severi de bir hayli kızdırdı.
Hatta, bazıları köpürdü…
Bunu bilerek mi yaptı, yoksa huyuna mı yenildi? Bilemem.
Ama ortalığı bulandırdığı bir gerçek.
Neyse… Ben yöneticilerden çok sporun geleceğine yoğunlaştığım için bu konuyu burada kesiyorum.
Gelelim motorsporlarının lokomotifi olan ralli’ye.
Bakıyorum da, ülke olarak enerjimizi dünya standartlarını yakalamak için harcıyoruz…
En basiti, dünya standartlarında otoyol yapıyoruz..
Yolu kullanan sürücü bu standartı yakalayamıyor…
Dünya standartında otomobil üretiyoruz..
Yılın ilk sekiz ayında yaptığımız kaza sayısı 683 bin.
287 bini kanlı. 2 bin 435’i ölümlü…
Bu ve buna benzer daha bir sürü örnek sayabilir ve yazabilirim.
Özetle, bizim standartlar ile uyum sorunumuz olduğu kesin.
Bunları yazmamın sebebi, rallilerimizde de benzer sorunun olmasıdır…
Her yarış üç S2000 start alır. Zaten genel klasman bellidir önceden.
Biri kalınca da Boğaziçi gibi heyecan olur, ama o heyecan orada biter.
Sorun, on sporcumuzun dünya standartlarında S2000 alamaması sorunudur.
Ama maddi olanaksızlıktan, ama graded sürücü olamamaktan…
Zorla adamı dünya standartlarına uyduracak hâlimiz yok ya?..
Ben de diyorum ki; ”Türk Modeli” ralli kuralları uygulasak, olmaz mı?
FIA’e yazılı olarak bildirelim. Oradan kopmayalım.
”Biz Türkiye Ralli Şampiyona’sını Yerli Grup:N otomobillerle yapacağız” diyelim…
Hazır, son yabancı ekibi de sakat uğurlamışken!..
İçe dönüp, eldeki dört veya beş fabrika markasının 1.6 iki çekeri ile bir Gr.N şampiyonası düzenleyelim… Ama sadece asfalt.
İki koltuk, roll-cage, süspansiyon, emniyet ekipmanları ve yangın tertibatını şart koşalım…
Motorunu blue-print yerine sap sade standart koyalım…
Şartları start öncesi eşitlemiş olalım…
Olmaz mı?..
Halkın çok hoşuna gidecektir bu iş…
Kendi aracını yarışırken görmek her kişiye gurur ve heyecan verir.
Her fabrika, arka bahçesine attığı 1.6’lardan 5’er tane hibe etse…
Tedarikçi firmalara da ufak co-sponsorluklar yapsa…
Branding’ine markaların ajansları karışsa…
Nasıl olur?..
Bir kere, büyük bütçeler düşer mi? Düşer.
Yarışlarda competition artar mı? Hem de nasıl?
Sporcu adedimiz katlanarak artar mı?.. (Siz cevap verin…)
Böylece hem sektör canlanır, hem de spor.
Ralli izleme zevki ne olur?.. İşte o düşer.
Eee?.. Ne var bunda?..
İki milyar dolarlık futbol sektörümüz çok mu seyir zevki veriyor?..
Yoo…
Sadece heyecanla, dolduruşla sürüyor, o kadar.
Bu ralli işi Milli bir hamleye dönüşebilir mi?..
Valla, ona babalar kara verecek…
Elinde ”İstanbul Park” kartı olan Federasyon ikna edici bir güç olabilir.
Çünkü araçların hepsi asfalt süspansiyonlu olacak.
Pist de asfalt olduğuna göre?..
Karma Cup olur, Kriteryum olur, pistin civarı normal etap, pist özel etap olur…
Bir ters, bir düz olur…
Olur da olur…
Benden yazması…
COK HARIKA OLURYA