Seyfi Bey hayatta olsaydı…
Rahmetli büyüğümüz…
Seyfi Bey hayatta olsaydı.
Öyle bir gurur…
Öyle bir gurur…
Yaşayacaktı ki?
Kendisi bile inanmakta,
güçlük çekecekti…
Seyfi Bey, Türkiye’nin ilk sivil havacılık pilotlarından…
Bir gün, on yaşında olan küçük oğlunu alıp ralli denen bir otomobil yarışını izlemeye gider.
Yıl, 1968’dir… Henüz Türkiye’mizde televizyon dahi yoktur. Ama, İTÜ Maçka binasından amatörce yayın yapılmaktadır. Belirli zaman dilimlerinde.
On yaşındaki küçük çocuk, gittiği ralliyi tv’de izlerken bir de kendini görmez mi?
O gün, ruhen ve bedenen bu mekanik spora bağlanır.
1975 yılında ehliyetini alır almaz ilk rallisini yapar. Büyük haz alır. Bu sporu kararlılıkla sürdürür.
Gün geçtikçe marka aşkı da gelişir ve kendini, Vehbi Koç kadar tutkulu, Henry Ford kadar bağımlı hissetmeye başlar.
Önce Balkan Şampiyonluğu’nu, sonra büyük coşkuyla Türkiye Şampiyonluğu’nu yaşar.
Ama en çok iz bırakan, yurt dışından getirdiği birincilik olmuştur…
Bu birincilik ülke tarihimizde ilk kez olurken, genç sporcu için azmin zaferiydi şüphesiz.
Tüm bunlar olurken, yarışmış bir hanımla evli olmanın şansını yaşadı hep.
Türkiye’nin ilk bayan co-pilotlarından olan eş, her daim kocasının yanında oldu.
Seyfi Bey bu yazdıklarımı yaşasaydı, şüphesiz çok mutlu olurdu…
Ama hikâye böyle bitmedi.
Yarışçı karı-kocanın mürüvetleri de zamanla baba mesleğine heves etti.
Çocukluğu sakin sessiz geçse de, babasını tozunu yutmuştu bir kere…
Alaylı rallici olacağına, okullu yarışçı olmayı tercih etti. Doğru da yaptı.
Oxford’da Motorsport Ing. okuyup, ilkler kervanına kendisini de dahil etti.
Şimdi, Türkiye’nin en önde gelen yarış takımında ikinci pilot.
Bu koltuğu, baba torpiliyle değil bileğinin hakkıyla aldığına da inananlardanım.
Şimdi, Junior-WRC Şampiyonasında. Yarışıyor. Hem competition’a alışıyor, hem de bileğini kırıyor.
Bu da Türkiye’de bir ilk.
Rahmetli Seyfi Bey gibi biz de gurur duyuyoruz…
Ama…
Bu başarı haberlerini ne Seyfi Bey ralliajans’tan okuyabiliyor, ne ben… Ne de sizler…
Herkes prensip sahibi olduğundan, cezası ve faturası sana-bana çıkıyor!..
”Nedenini biliyor musun?” desen…
Valla, ben bilmiyorum.
Anlayamıyorum da…
Hepinize hayırlı bayramlar ve tatiller.
Ülke tarihizdeki ilk,Levent Pekün’ün 1976 Bulgaristan zaferidir,124 ile…Yurt dışında ilk ralliyi kazanan pilotumuz…
Yağmur’cuğum. yazdığın için sağol. Bende 1976 yılına ait Bulgaristan’la ilgili bir belge ve bilgi yok. Elinde varsa ve atarsan müteşekkir olurum. Selâmlar…