Fahrenheit 9/11
2004 yılında Michael Moore tarafından çekilen siyasi taşlama belgeseli ‘Fahrenheit 9/11‘, yayınladığı dönemde tüm dünyada deprem etkisi yapmıştı.
Usta gazeteci Moore, dönemin Birleşik Devletler Başkanı Bush?un karanlık oyunlarını, delilleriyle gözler önüne sermişti.
Otomobil sporlarında da bugün yaşananlardan, ortalıklara saçılan belgelerden sonra, gündem için bir Fahrenheit 9/11 benzetmesi yapmak, sanırım yanlış olmaz.
Otomobil Sporlarında çok şiddetli bir deprem olmuş ve herkes bunun şoku içindedir.
Bu depremin de en büyük etkisi, mevcut yönetimin istifasıyla girilen, soru işaretleriyle dolu dönemdir.
Herkes eteklerindeki taşları dökmeye başladıkça, otomobil sporlarının karanlık yüzü de ortaya çıkmaya, bilmeyenler için öğrenilmeye başlandı.
Herkesin birbirini suçladığı, yazıların, demeçlerin, mektupların, yayınlanmamış belgelerin sümen altından çıktığı bu süreç, mevcut yönetimin istifasıyla sonuçlandı.
Otomobil Sporlarının büyük zarar göreceği bu süreçte, mevcut yönetimi, her şeyi bırakıp gitmekle suçlamak, oldukça insafsızlık olur.
Eğer kulüpler ki, otomobil sporlarının kilit kulüpleri mevcut yönetimi istemiyorsa, daha fazla durmanın zaten anlamı yok.
Kaldı ki, bu sporun geleceğinde sporcuların değil de, organizatör sıfatı taşıyan kulüplerin karar veriyor olması, başlı başına bir sıkıntı.
Sezon başından bu yana konuştuğum tüm sporcular, son yönetimden gayet memnundu.
Bir tane bile şikâyetçi olanına ben rastlamadım.
Oysa, aynı dönem içinde konuştuğum kulüplerin bir çoğu rahatsızdı.
Hepsi ayrı telden ama aynı nakaratı çalıyordu.
Demek ki bu sporu spor yapan sporcuların değil, organizatör sıfatındaki kulüplerin düşünceleri daha önemli.
O zaman çıksın, genel kurulda oy veren kulüpler kendileri yarışsın.
Ya da hiçbir kulübe bağlı olmayan ferdi lisansla yarışan sporcular, organize olup delegasyonda oy hakkı kazansın.
O haklı, şu haklı, bu haklıdan önce şunu iyi anlamalıyız ki..
Otomobil sporlarının sistemi zaten hatalı.
GSGM?ye bağlı 60 Federasyon içinde, sadece TOSFED?in kulüpleri sporcu lisanslamak yerine, organizasyon yapan bir statüye sahip.
Ercan Kazaz, ?Biz bunu değiştirecektik? dedi.
Belki de sorun bu noktada ortaya çıkıyor.
Birileri sistemin değişmesini istemiyor.
2004 seçimlerinde başkan adaylarından İskender Aruoba?ya sorduğumda o da;
?Bu sistemi değiştirmeye kimsenin gücü yetmez. İzin vermezler? demişti
Sonuçta otomobil sporlarında bir deprem yaşandı.
Şu an ortada bir enkaz var.
Enkaz kalktıktan sonra, bu depremin Türk otomobil sporlarına gerçekte ne hasar verdiği o zaman belli olacak.
Ancak bu depremin, artçılarıyla birlikte sürecek gibi görünmesi, zaten çok kan kaybetmiş Türk otomobil sporları için daha da kötü sonuçlar doğuracaktır.
Kim bilir?
Devlet belki de ?yeter artık? diyerek, güreşte, halterde olduğu gibi otomobil sporlarına da el atabilir.
Bu gidiş de maalesef onu gösteriyor.
Murat merhaba,
Sistemi değiştireceğiz diye gelenler; kendi sistemlerini kurmaya çalıştı bence. Sporcuların tek isteği ise, daha fazla organizasyon olmasıydı. Sanırım, iş konusu her ne kadar spor da olsa; spor değilmiş. Sadece spor olsaydı, sporcular yönetimden memnunken ve bu konu da bir tek sporcuları ilgilendirirken; neden istifa etsinler?. Bu sorunun cevabı aranmalı