Göndermek kolay…
Son Şampiyon Luca Rosetti’yi de sessiz sedasız memleketine yolladık…
Gerçi benim yaş tecrübeme göre sürpriz olmadı bu karar.
Zaten beklenen de buydu…
Bir futbol seyircisi olarak bu konularda tecrübe kazandık artık…
Biz kimleri kimleri yollamadık ki? Lucescu’lar, Zico’lar, Roberto Carlos’lar, saymakla bitmez…
Anlaşırsın, basarsın parayı, oynatırsın, kontrat bitince de yollarsın gider…
Bu kadar basit…
Bu kadar basit mi acaba?..
Rosetti’nin Antalya’daki antremanlarını izlemiştim… Kros pistindeki…
Bizde hatırı sayılır sporcuların 5. vites döndüğü yerleri 6. vites dönen biriydi…
Her merak eden sporcuyu, üşenip bıkmadan, yanına alır, bir bir yaşatırdı olayı.
Mütevazı, alçak gönüllü, pozisiyonunu kavrayıp hazmetmiş biriydi…
Onun için sevdiği sporu yapmak önemliydi. Birincilikler değil.
Bazıları önemsemese de, 3. Avrupa Ralli Şampiyonluğu tesadüf olamazdı?..
Ülkemize de ısınmıştı iyice. Fakat…
Biz bu adamdan faydalanmayı bilemedik…
Eline kupayı verdik, öptük, yolladık…
Hâlbuki…
Bir okul açabilseydik.
Bu adamı hoca olarak tutabilseydik.
Kışın bomboş olan Antalya’ya yerleştirebilseydik.
Üniversite’nin boş duran pistini tahsis edebilseydik.
Dünya çapında bir okul kazanmış olmaz mıydık?
Spor Toto’nun 2 milyon TL parası, Federasyon’a gideceğine böyle bir okula harcansa yanlış mı olurdu?
Avitaş’ın Control-4’leri böylece daha iyi değerlendirilmiş olmaz mıydı?..
Dünya çapında Türk sporcular yetiştiremezmiydik?
Suyun iyisi var, unun âlâsı, şekerin hası…
Ama biz helva yapma derdinde değiliz anlaşılan…
Yalan mı?
