Vedat Bostancı | İstanbul?un ardından..
Uzun zamandır yazamadığım için nereden başlayacağımı da bilemiyorum. Aydın Hoşgör?ün ısrarları da artık canıma tak dedi ve işte karşınızdayım! Umarım bundan sonra daha sık yazabilirim. 2010 İstanbul Ralli Şampiyonası?nın yansımaları, geçen hafta yaşadığımız TOSFED olağan mali genel kurulunda yaşananlar, 2011 yarış takviminin açıklanması , yeni sezonda garajlarda ve pilotlardaki hareketlilik gibi üzerinde konuşulması ve tartışılması gereken birçok konu var. En çok bildiğim ve hakim olduğum konu İstanbul Ralli Şampiyonası ile başlayalım.
2002 yılından bu yana özenle düzenlenen ve bir fenomen haline gelen şampiyona için yine aylar öncesinden çalışmaya başladık. Riva ve Cumhuriyet özel etaplarına suyundan da koyup bir de Viaport içinde iki kez geçilecek olan Özel Seyirci Etabını ekleyince şampiyonanın tadından yenmeyecek duruma geldiğini hissediyorduk.
Gerçekten de takvimi erkenden açıklamamız, Riva ve cumhuriyet etaplarının bu sıkıntılı kış döneminde yazı aratmayan bir kondüsyonda olması özel seyirci etabı ile tam bir bütünlük sağladı. Her üç yarışta da 55 gibi kayıt sayılarına ulaşmamız, yaptığımız işin doğruluğunu bize bir kez daha gösterdi.
Şampiyonanın direktörü olarak normal etapların uzun olmasından dolayı çok eleştiri alacağımızı beklerken, özel etapların güzelliği ile yarışmacıların hiç biri bu konuda bize bir şikayet iletmedi. Bunun dışında özel seyirci etabının sabahın ilk etabı olması konusunda eleştiriler geldi. Ancak kış mevsiminde havanın çok erken kararması bize başka bir şans bırakmamıştı. Eğer özel seyirci etabını loop?ların sonuna koysaydık; son seyirci özel etabının yarısı karanlıkta geçilecekti.
Sabahın hayrının akşamın şerrinden iyi olduğu atasözünden yola çıkarak, bir de yarışmacılar arasında spotu olan olmayan, ?ben karanlıkta geçtim, zaman kaybettim?, ?vay efendim karanlıkta ışıklandırma neden yapmadınız?? gibi muhabbetlere maruz kalmamak için kararımızı böyle verdik. Bunun dışında şampiyona boyunca havalar da yardım etti ve gerçekten çok özenle hazırlanmış bir şampiyona olarak kendisini rafa kaldırdık.
Aydın Hoşgör?ün meşhur sorusu vardır ya ; ?Bu şampiyonadan aklına ne kaldı??. Menderes-Aras ikilisi ile Ünal-Cem ikilisi gerçekten çok güzel rekabet yaşattılar. Hem kendileri keyif aldılar, hem de camiamıza keyif yaşattılar. Ünal son yarışta kamikaze bandanasının etkisinde kalarak yamaca çakmasaydı son etaba kadar mücadele sürecekti. Kısmet böyleymiş! Menderes kadar Ünal da tebriği hak etti.
Bununla birlikte bir teknik kontrole geç kalma cezaları var ki; nerden tutsan elinde kalır. Uzun yıllar bu sporu yapmış insanlar, amatörlere örnek olması gerekirken tam tersini yaptılar ve bizi fena hale üzdüler. (sağlık olsun, canları sağ olsun).
Şampiyonanın ödül gecesi de şampiyona kadar güzel geçti ve herkes çok olumlu tepkiler verdi. Bize gelen en önemli eleştiri, ?neden bu şampiyonayı Aralık ayında yapıyorsunuz? Biraz daha erken yapın?. Herkese söylediğimi bir kez de buradan söylemek istiyorum. Biz bu şampiyonayı Türkiye Ralli Şampiyonası bittikten sonra 3 ayak olarak organize etmek istiyoruz. İstanbul Ralli Şampiyonası artık bu şekilde benimsenmiş, kemikleşmiş bir şampiyona.
Maalesef Türkiye Ralli Şampiyonası takviminin geç sona ermesi bizim son aya mahkûm bırakıyor. Şu an açıklanan takvime göre, maalesef yine son aylara kalacak şampiyona. Yapacak bir şey yok. Artık varsın olsun deyip kış şampiyonamızın tadını çıkaracağız yine. Olan bizim gözetmen ve sektör görevlilerimize olacak. Hepsinin canları sağ olsun. Bu yıl İstanbul, Kocaeli ve Eskişehir gözetmenleri yaptılar bu görevi. Özellikle Eskişehir ekibi çok fazla kişiyle gelip görev yaptı. Hepsine bir kez daha teşekkürler.
Şimdi siz diyeceksiniz ki hep organizasyondan bahsettin, sportif mücadele ne oldu? İşin gücün arasında pek takip edemesek te bildiğim kadarıyla yazayım. Kamikaze çakınca Menderes dizleri tityerek şampiyon oldu, malum. N2?de kan gövdeyi götürdü. Osman Tüter kardeşim herkesi peşinden sürükledi. Dört çekerleri bile zaman zaman geçti. Hal böyle olunca Tezcan, Murat ve Kemal peşinden çok kovaladılar ve genel klasman derecelerinde hep N2 gördük.
Şanzımanının azizliğine uğrayıp sınıf birinciliğini kaçırsa da; Osman bu sınıftaki rekabeti üst düzeye çıkardı. Murat Bostancı ilk kez bindiği S2000 ile bıyıklarının da yardımıyla hem ilk galibiyetini aldı hem de çok güzel bir yarış çıkardı. Engin Kap ve Süheyl Polatoğlu beni hayal kırıklığına uğrattılar. Eğer böyle sürmeye devam ederlerse kendilerine en arkadan kapı numarası alacaklar! Alptekin Işıkalp?ı son yarıştan sonra gören olmamış neden acaba? Ferhat Tanrıbilir temiz ve hızlı gitti alkışı hak etti.
Kabatepe ailesi; siz olmadan bu şampiyona olmaz, çok iyiydiniz! Kutlu Demiriz her yarışa önceki akşam hazırlanmış başka başka otomobiller ile girerek yine kendisinden beklenen bir performans sergiledi. Cem Özdemiroğlu?na ilk yarıştaki kazasından dolayı tekrar geçmiş olsun. Şampiyona boyunca bizi en çok korkutan bu kaza oldu. Acısıyla tatlısıyla bir şampiyonayı daha geride bıraktık. Bu imkânlarımızı her zamankinden daha fazla zorladık. Gerçekten iyi bir şampiyona oldu. İnşallah bundan sonra da biz ve bizim yerimizi alacak kişiler bu şampiyonayı layık olduğunca sürdürürler.
Yazı biraz uzun oldu. Artık diğer konuları sonraya bırakalım. 2011 sezonu şimdiden hepimize hayırlı olsun.