Jason Tahincioğlu “Motor sporları çok nankör bir spor”

Sporda gözünü kartingte açtı, en son F3’te piste çıktı. Ama yaklaşık 10 yıldır pistlerden ve spordan uzaktı. Adı her ne kadar unutulur gibi olsa da, aslında sezon başında Intercity Platinum Cup piotları eğitmeni olarak İstanbul Park’taydı. Bu hafta sonu ise yine Intercity Park’ta sezonun son Intercity Platinum Cap mücadelesine misafir yarışçı olarak renk katması için pistin sporcu patronu Ali Vural Ak’tan davet alınca tulumunu giydiği gibi piste koştu. Yarınki (pazar) yarışlar öncesinde de bugün (cumartesi) yapılan antrenmanların bitiminde garajda kendisi ile ajans için kısa bir diyalog yaptık..

-Final gibi geçecek sezonun yarışında piste çıkmadan önce neler düşünüyorsun?
“Caterham’ın daha önce farklı setup’da ve eğitim amaçlı olarak kullanmıştım. Aracı tanıyorum ama herhalde en büyük avantajım pisti tanıyor olmam ama aracı tanıyamadıktan sonra pisti tanıyor olmamın bir anlamı yok. Dediğim gibi, aracı daha önce eğitim amaçlı kullanmıştım, bugünkü setup’lı hali ile limitlerde kullanmamıştım, bu yüzden hem Çarşamba günü ve hem bugün benim için eğitim oldu. Araç ve kullanması çok keyifli, limitte gitmek için biraz savaşmak gerekiyor. Benim kullandığım diğer araçlara göre çok farklı bir tarzı var, Caterham’lar hafif oldukları için süzüle süzüle kaya kaya gidiyorlar. Benim hep hayatım yüksek down force’lu single araçlarda geçtiği için bizde öyle kayma olmuyor daha çok line’de gitmek gerekiyor. Bu nedenle de tekniğimi biraz değiştirmek zorundayım, kendimi buna uyarlamak zorundayım. Bunun haricinde çok keyifli araç, şöyle bir gerçek te var, önde giden araç arkadakini çok rahat taşıyabilir, rüzgar tüneli sayesinde. Bu yüzden önde ve pole pozisyonda başlasam bile arkamdakilerin çok rahat yanına gelebileceklerinden yana hiç şüphem yok. Maksat temiz ve güzel bir yarış olması.
-Yarışacağın belli olduğunda herkes biraz tırstı. Neler düşünüyorsun rakiplerin hakkında?
İçlerinde çok tecrübeli ve süratli arkadaşlar var. Bazıları uzun süredir yarışıyorlar, bazıları ide uluslararası yarışlara katılıp derece almış insanlar. Bu anlamda buradaki arkadaşların hiç birisi boş değil, hepsine çok saygı duyuyorum. Ki arkadaşlar zaten altı haftadır yarışıyorlar. İyi zamanları var ve aracı benden çok iyi tanıyorlar, bu kesin. Kendi performanslarını göz ardı etmemeleri lazım. Kendime saygı duyduğum için de işi ciddiye alıyorum.
-En son ne zaman yarıştın?
Ağustos 2008’de Hollanda’nın Zandvoort pistinde formula süper lig vardı, Galatasaray’ın aracı ile antrenmana çıkmıştım. En son yarışım ise Nisan 2008 Dubai yarışındaydı.
-Neredeyse 10 yıldır yarışmadın, neden?
Bir omuzunda iki köprücük ameliyatı geçirdim. Şöyle bir gerçek var, motor sporları çok nankör bir spor. İki üç sene uzak kalınca, CV’niz kayboluyor gidiyor. Bir de pahalı bir spor olduğu için, sponsora ihtiyaç var. Benim zamanımdaki sponsorum motor sporlarından ve bu aktivitelerden çekildiği için ben de ortada kaldım. Biz de boş durmadık, üniversiteye gittim, master yaptım, adam oldum açıkçası.
-Bugün burada görünür olman bir şeylerin habercisi mi?
Çok isterdim öyle bir şey olmasını. Hakikaten bir uluslararası yarışmada yarışmak, ne olursa olsun, herhalde en iyi hayalimdir. Her ne kadar şimdi 35 yaşındayım ve belki fiziksel olarak on yıl önceki gibi eski gücümde değilim ama şimdi çok daha olgun bir akla ve tecrübeye sahibim. Neyin nasıl olması gerektiğini çok iyi biliyorum.
-Çok küçük yaşlarda kartingde başladığın sporda 10 yıl önemli bir süreç. Bunu kayıp olarak görür müsün?
Elbette görüyorum. Ciddi bir pist zamanı. Modern araçlara adapte olmak için iyi bir süre. Araçlar her geçen gün hızlanıyor, geliyor. Teknolojiye ayak uydurmak için insan geride kalıyor.
-Yarın (Pazar) kazanan şampiyon olacak. Şampiyon olacak birinin önünde yarışta finiş görme konusunda kendini ne kadar şanslı görüyorsun?
Arkadaşlara da söyledim, şampiyonada hiçbir şekilde bir aksaklık veya yer değişikliğine neden olmak istemem. Olabildiğince dişli veya kıran kırana bir yarıştan uzak durmak isterim, temiz yarışmak isterim. Ben Vural Ak’ın daveti sayesinde misafir pilot olarak buraya geliyorum. Eğer ki ben şampiyonada lider giden bir sürücüyü son turda hakkını kaybetmesine neden olursam bu hiç te hoş olmaz açıkçası. Ayağımı gazdan çekmek değil ama o riske de girmeyeceğim. Çünkü buradaki arkadaşlar altı yarıştır şampiyonayı kovalıyorlar, günün sonunda bir şeylerin bozulmasını istemem.
-Yarın (Pazar) yağmur olur da asfalt ıslak olursa ne olur, neler değişebilir?
Öyle bakıldığında herkes için ıslak. Ama ıslak olduğu vakit hem asfaltın kaygan hem de görüş mesafesinin düşük olması tabii ki insanların daha da dikkatli gitmesini gerektirecektir. Ben, yağmuru seven bir insanım, ama kuru da olsa yağmur da olsa hiç fark etmez benim için. Sonuçta, elimden geleni yapacağım.

Aydın Hoşgör, Ralli Ajansı, İstanbul | 24 Kasım 2018 : 21.21

Son 70 haber

Yoruma kapalı

Go To Top