San’at ölüyor!

Klasik cennetinden herkese merhaba..

Üç gün boyunca düzenlenen klasik otomobil fuarında..

Biz de yerimizi aldık.

İstanbul Offroad Kulübü (İsoff) olarak Jeep’lerimizle..

En pahalı klasiklerden daha çok dikkatleri üzerimize çektik.

Neden mi?

Her klasik otomobilin kendine özgü tarzı çizgisi ve rengi vardı.

Bizim ise yaşam tarzımız klasikleşmişti.

Standımızı ziyaret eden ziyaretçilere çok teşekkür ederim.

Hepsiyle tek tek sohbet ederken..

jeep’lerin başında farklı farklı anılar anlatılırken..

O yıllara gittik hep birlikte.

Fazla lafı uzatmadan asıl konuya girmek istiyorum.

Üç gün boyunca fuarda bütün stantları gezdim.

Çeşitli çeşitli araçları inceledim.

Araçların hikayelerini, alınışlarını, bu hale gelişlerini..

Yapan ustalardan ve yaptıran araç sahiplerinden dinledim.

Dinledikçe, anlatılanların bütün sorunların başı sanayide kesişiyor.

Araç sahibinin birisiyle muhabbet ederken..

Benim ne iş yaptığımı söylemeden..

Sahip olduğu araç hakkında bilgi ve maliyet sordum.

‘Ne sen sor, ne ben söyleyeyim’ diyerek başladı anlatmaya

Anlattıklarını dinledikçe bana da hiç yabancı gelmeyen konulardı  tabii ki..

Hep dert, hep dert..

“Nedir arkadaş?”

“Altı üstü bir klasik araç toplayalım dedik, dert sahibi olduk.”

Sonuna kadar katılıyorum, klasik toplatan araç sahiplerine..

Ya usta bulamazlar yarım kalır..

Ya usta bulurlar işten anlamaz..

Ya da işi bilir ama sizden öyle bir para ister ki..

O an yakasınız gelir Roma’yı..

Şu an bu yazımı okuyan esnaf arkadaşlarım da..

Bana tepkili olabilirler ama ben bir şey yazıyorsam, eksiksiz yazarım.

Yalansa, yalan desinler bana ispatlasınlar.

Adam gibi işini yapan usta bir elin parmaklarını geçmiyor maalesef.

Bu kadar klasiği kim yapıyor peki? diye..

Sorular geliyor sanki şu an kulağıma, söyleyeyim mi?

İşi bilen klasik araç ve müze sahipleri..

İnanıp güvendikleri ustalara dükkan kapattırıp..

Kendi bünyelerinde çalıştırıyorlar.

O usta da tüm özverisi ile ruhunu da işe katarak..

Emsalsiz işler çıkartıyorlar.

Tamamı el emeği göz nuru.

Asıl konu, piyasadaki usta abilerimiz, araç başında konuşurken..

Herhangi bir araç için istenen Ferrari toplama işçilik fiyatı..

Çıkan iş, Tofaş!

Sonrasında, niye böyle oldu diye sorduğunuzda..

“Bu iş bu kadar olur, daha iyisi için her şeyi yeni almak lazım” gibi..

Bir cümle patlıyor kulağınıza

Araç sahibi de küsüp, aracını bir duvar dibine terk ediyor..

Daha sonra da esnaf arkadaşlar yakınıyor;

“İş yok, piyasa durgun” vs..

Yav arkadaş sen araç sahibini küstürerek..

Sadece kendine değil..

Tüm sanayi esnafına kötülük yapıyorsun.

Gelen işe bak, baştan ver fiyatını, teslim gününü konuş..

Yaptırıp yaptırmamak araç sahibine kalsın..

Söz uçar yazı kalır derler yap bir sözleşme..

Kendini de araç sahibini de ikilemde bırakma.

Ben öyle yapıyorum, çünkü..

Rahmetli babam, ZİYA USTA..

BİZE SANAT’la birlikte..

ESNAF OLMAYI ve inceliklerini de öğretti.

NUR İÇİNDE YATSIN.

Evlatları olarak izindeyiz.

Not; Esnaf arkadaş ve abilerimin hepsini tenzi ederek yazıyorum..

Ama işini iyi yapanlar bana hak verecektir.

Yapmayanlar da sakın bu ülkede iş yok açız demesin.

İş seçersen işsiz kalırsın.

Ben kendi müşterilerimle randevu usulü çalışmak zorunda kaldım..

Çünkü ne kalfa ne usta yetişiyor.

Yetişen de 3 kuruş fazla verene kaçıyor.

Sonra da ortalıkta sürünüyorlar.

Esnaf arkadaş ve abilerimden son bir ricam;

İşinize sahip çıkın, çünkü..

SANAT ÖLÜYOR!

4 Temmuz 2018 ; 23.00

Son 70 haber

1 Yorum - “San’at ölüyor!”

  1. Yav arkadaş sanat ve sanatkar nasıl ölmesin? Kadir kıymet bilen birileri var mı ki? İşini yürüten uzayıp gidiyor, gidiş o gidiş, na alacak ne verecek var, ortada böle iş mi olur? Sanat yapan zaten az, onu da bu toplum öldürüyor.

Yoruma kapalı

Go To Top