Sevinirken, üzülmek!

LOGO-AHOSGOR-YY
Takımın kısaltılmış adı, BOM..
Açılımı ise, Borusan Otomotiv Motorsport.
Kurucusu ve birinci pilotu İbrahim Okyay.
Kendisi ile hukukumuz çok eskilere dayalı.
O, pistlerde serpilip gelişirken, biz medya ayağındaydık.
Aynı geminin içindeydik ama ayrı ayrı kamaralarda..
Görüşür, konuşur, sohbet eder ama bir arada olmazdık.
Farklı bakış açılarına sahipti, zorlamadım, sabrettim.
Kazandı, şampiyon oldu, büyüdü ama biz uzak durduk.
Bu yaz aylarındaki pist yarışıydı, İzmir’de..
Adım attı, el uzattı, çaya çağırdı.
Uzatılan eli geri çevirmedik, misafir olduk TIR’ına..
Derdini anlattı, amacını özetledi, çizgilerini net çekti.
Kesişmiyordu bizimkilerle ama zamana bıraktık.
Bir sonraki yarışta yine ilk adımı O attı, yine çay daveti yaptı.
Bu kez bir adım ötedeydik, daha yakın oldu sohbet.
Her ikimizin de çizgileri biraz yakınlaşmıştı.
Ne bizim tam isteğimiz gerçek oldu, ne de O’nun, ama..
Bugün geldiğimiz son noktada, aramıza katıldılar.
Pistte eksik bir rengimiz kalmıştı, şimdi palet tamamlandı.
BOM, tüm kadro olmasa da, artık takip radarımıza girdi.
Şimdilik, Aytaç ve Kaan ile ama, umarım tez vakitte..
İbrahim, Ayhan ve Levent’le de.. Yani, tam kadro ile..
Diğer sporcularımız gibi, onlar bizi takip edecek, biz de onları.
Her sporcu gibi, nasıl ki onlar bizler için ne kadar değerli ise..
Ajans ve derginin kendileri için aynı değerde olduğunu gösterdiler.
Ki, bu spordaki herkes ile aynı mesafedeyiz, ne uzak ne kısa.
Herkes bu mecralarda yer alabilir, aynı ilgiyi görebilir, çok kolay.
Ama önce herkes şunu iyi bilmeli ki, her şey karşılıklı.
İlgi istiyorsan göstereceksin, sahip çıkmayı bileceksin.
Otuz yılı devireli çok oldu, yaptığımız dergi sayısı da 300’ü geçeli.
Çok yıllar hep biz karşılıksız sevdik, gönül verdik, destek olduk.
Birileri, üstümüze basıp basıp bir yerlere zıpladı, köşe başlarını tuttu.
Ama üstüne düşeni unuttu, bir dergisine bile sahip çıkamadı.
Ne zaman ki, bizim duruşumuz değişti, çizgimiz netleşti.
Kızdılar, küstüler, sırtlarını döndüler, ama yanlıştan dönmediler.
Biz ise, var olanların üstüne kata kata, sabırla ve zamanla ilerledik.
Yaptıklarımız hep orta yerde, herkese açıktı. Katılan faydalandı.
BOM’un bugün 2 sporcusu ile aramıza katılmasını önemsiyorum.
Çünkü, eminim ki, çok yakında tam kadro olacaklar.
Sesleri, görüntüleri, haberleri ile hem ajansa hem dergiye renk katacaklar.
Bence, en azından renk paletimizde ciddi bir eksik giderdiler.
Sözüm, diğer herkese; köşe bucak kendini sakınanlara.
Yaptıkları sporun ‘tek’ dergisinde, en güncel portalında yer almak..
Sakınmaktan daha kolay. Ve, aslında başlamak ta çok basit.
Aynı gemideyiz, tek aslî ortak paydamız bu.
Üstüne katılacak her renk, bize kazanç.
Ama, renkler de kendilerini özgürce gösterebilecekleri bu yere sahip çıkmalı.
İlgisiz ilgi olmaz, olmadı, olmayacak. İstiyorsan, göstereceksin.
BOM’la sevinirken, Kadir’le üzüldük. Spordan bir yıldız kaydı, sessizce.
Kadir Küçükaydın, Ardeşenli yıldızımızdı, 2 yıldır bize farklı bir renk kattı.
Sempatik, saygılı, dobra ve offroad’da renkli bir kişilikti.
Sinop’ta, ilk gün sonunda, servis alanında laflarken, deyiverdi;
“Yarın, bu aracı yürütemesinler, ben sporu bırakacağım”
Şaşırmıştım, verdiği bu tepkiye ve de sertliğine.
İnşallah lafta kalır, diye temenni ettim ve şehre döndüm.
Pazar günü baktım, listede adı yoktu, korktuğum başıma geldi.
Pazartesi akşamı, mesajlaşırken, dediğini yineledi;
“Ben sporu bıraktım!”.. Hem de ta Batum’dan attı bu mesajı.
Kızdığı mekanikerleriydi. Oysa, Robust’un ilk haberini ajansta yaptığımızda..
Heyecanlıydı, keyifliydi. Sonrasında bir yarış, üç yarış, hep boğuştu, durdu.
Mekanik sorunlardan yıldı, sonunda da Sinop’ta kestirip attı.
Cumartesi yine sorun yaşadığında, resti çekti;
“Pazar günü yürütemezlerse bunu..” derken, Rubost’u işaret etti.
Mekaniklere sitem etti, artık yorulduğunu itiraf etti
Pazar günü noktayı koydu, bıraktı gitti. Son mesajında, Batum’dan;
“En az iki yıl yokum” dedi. Helallik aldı, verdi.
Kaydı bu spordan bir yıldız gibi, bekle ki dönsün geri.
İki artı yaptığımız gün, birini uğurladık.
İkisine hoş geldin derken, birine uğurlar olsun dedik.
İnsan kazanmak, hele ki bu sporda, hele ki bizim işte, o kadar zor ki..
Sevinirken üzülmek, böyle bir duygu.
Hoşgeldiniz, güle güle..

Son 70 haber

1 Yorum - “Sevinirken, üzülmek!”

  1. Nurican Hızır

    Sevgili Aydın, attığın adımı, yaptığın anlaşmayı kutluyorum. Ajans prensipleri içinde doğrusunu yapmışsın. Kendini kasanlara da sitem etmişsin… Haliyle. Şu kısır spora, şu densiz camiaya ”Tarih” yazdım tarih… Metcanen. Olanları gördün, İnsancıklar aynı ortamda bulunmaktan, bir teşekkür plaketi vermekten kaçındılar. Onun için, hak edene hak ettiği gibi davranacaksın.Kırılanı da kıracaksın. Bizim camiada bazıları, ancak bu muameleden anlıyor çünkü. Kolay gelsin.

Yoruma kapalı

Go To Top