Keşke..

LOGO-AHOSGOR-150Sizin hiç, ‘keşke’leriniz var mı?
Hani, pişmanlık belirtisi..
Ya da, vahlanma nedenleri..
Sizi bilemiyorum, ama..
Benim ‘keşke’lerim geldi..
Sizlerle paylaşmak istedim.
Canınızı daraltmamak adına..
Uzun tutmayacağımı umuyordum..
Bu konuda çok umutla olamasam da..
*****
Keşke, bu seçimi şimdi değil de..
İki-üç dönem önce yaşasaydık.
Onca yıl, patinaj yapmazdık..
Sporumuz adına mutlak kazanç olurdu..
Belki bu kez çok farklı şeyler konuşuyor ve..
Farklı hedefleri tartışıyor olurduk.
*****
Keşke, 200 değil, 2000 kişi ile toplansaydık.
Cumartesi günü bir araya gelecek delegasyonda..
Kulüp başkanları olsaydı…
Düzey ayırmadan tüm görevliler..
Ve hatta, cefakâr gözcü gözetmenlerimiz de..
Aramıza katılsaydı. Dinleyip, sorgulasalardı; söyleyip, hatırlatsalardı.
Ama sahada bizzat ter döken, emek harcayan..
Hemen herkes, oyunda yoklar, tribündeler!
Birçoğu ya telefonda olacak, ya ajans ekranında..
Ne dendi, neler söylendi diye merak içinde kıvranacaklar.
Ya, onlar yerine kim olacak, derseniz..
Kişileri ne kırmak isterim, ne de yermek.. Fakat;
Çok büyük çoğunluğu, sahada olmayan ve hatta..
Kenardan seyredenler. Belki de parkuru dahi bilmeyen.
Bu yüzden, kendilerine gösterilen işaretler..
Bu sporun bir 5-10 yılını daha derinden etkileyecek.
Adayların ne söyledikleri ya da ne söylemediklerini tahlilde zorlanacaklar.
Mutlaka her biri nev’i şahsında çok değerli insanlar.
Ki, sporumuz adına çok önemli bir görevle gönderildiler.
Ama, spor ve sorunları üzerine kısa bir test yapılsa..
Veya, sporda kimkimdir diye sorgulatılsa..
Emin olun, testi geçecek sayısı çok fazla olmaz.
Fakat,bu durumdan onların zerre kadar kusurları yok.
Kabahat, sistemde! Bu, bir sistem zorlatması.
Bilen, anlayan, düşünen, üreten değil de..
Onların yerlerine kulüp defterlerinde adı yazılı olan ..
Fakat, tecrübe zırhına sahip olmayan insanlar..
Hiç, 10-15 yıldır spor adına ter döken biri ile..
1-2 yıldır içinde var olanın tecrübesi bir olur mu?
7/24 organizasyon içinde yılları geçenle…
Kurallara tam vakıf olamayanlar, bir tutulabilir mi?
Bu yüzden, keşke diyorum, asıl kadro ama tam kadro olarak..
Salonda omuz omuza oturabilselerdi..
****
Son birkaç gündür, sporumuz ulusal medyada yer almakta, ‘Çok şükür’..
Adayların medyatik olmasından mı, seçimin hassasiyetinden mi?
Yoksa, itici bir güç müdür, etkili olan? Bilinmez..
Ama, diyorum ki, adaylara ulusalda yer bulanlar..
Keşke’,  spor ve sporculara da yer açabilselerdi.
Öyle ya, 15 yıldır bu kadro görev başındalar..
İlk yıllar tecrübesizlerdi, kabul..
Yıllar geçtikçe tecrübe kazandılar, kabul.. Ama;
Bugün medyayı fişekleyenler, 15 yıldır ne yaptı?
*****
Keşke’, adaylar ‘projelerini’ detaylıca açıklayabilselerdi.
Yüksek süratle yaptıkları ziyaretlerde üstü körünce anlatıldı, elbet.
Fakat, sadece masadaki kişiler dinleyebildi. Onlara da yavan kaldı.
Yıl yıl, branş branş, hedeflendirilse idi.. Vizyonlarla renklendirilseydi..
İki elin parmaklarına değil ve hatta 200 delegasyona dahi değil..
Herkesin duyabileceği volümlerde yaysalardı sinerjilerini.
Ama, başta ben, 30 yıldır spor yazan biri olarak, ‘detaysızım’..
Sorguladığım insanlar, kulüpler, delegeler dahi, detay sahibi değil.
Bu yüzden, ‘keşke’ diyorum, projeler havada uçuşsaydı.
Ama boş değil, gerçek somut ve sağlam projeler..
Mesela, ilk yıl, beş yıl, on yıl boyunca;
Öncelik nelerde olacak?
Nasıl, sporcu sayısını arttıracağız?
Nasıl, araç parkımızı dağlara taşlara sığmaz edeceğiz?
Nasıl, tüm araçlarımızı starta dizebileceğiz?
Nasıl, gazetelerin spor sayfalarında podyum yapacağız?
Nasıl, muslukları sonuna kadar açabileceğiz?
Nasıl, yeni kaynaklar bulacağız?
Nasıl, nasıl, nasıl..
Ben bilmiyorum, hatta duymadım, ve de duyurmadılar.
Güncel olan, afişe edilenler ise, maalesef bana yetmiyor…
Tamam, herkes “spor aşkına” diyor, “taş altına kol koyuyor” ama..
O kollarda, kaldıracak güç olacak mı?
Taş, yerinden kıpırdayacak mı? Hangi teknik ve güçle yapılacak?
‘Detay’da boğulmak isterken, detaysızlıkta çırpınıyoruz.
Hani, derler ya, dereyi geçip bir kaşık suda boğulmak, öyle bir şey..
****
Keşke, genel kurulda koltuklara oturacak her delege..
Adaylar hakkında, hatta adayların kurul adayları hakkında..
Tam bilgili olsalar. Ki, karar vermede kararsız kalmasalar.
Kim, ne biliyor? Kim daha iyi? Kim daha donanımlı?
Kim, daha zeki? Kim daha çalışkan? Kim daha ekipçi veya ferdi?
Kimin ekibi dört dörtlük? Kim, kimi tanıyor?
Bilmiyorum ama eminim yalnız değilim.
Çünkü, inanıyorum ki, biz bilmeyenler, ezici çoğunluktayız.
Bu yüzden, ‘keşke’ diyorum bilgi toku bir delegasyonumuz olsa..
****
İşe iyi yönden bakmak istiyorum hep.. Ama;
Bu seçim, bir öncekinden, hatta bir daha öncekinden farksız kalacak..
Çünkü, dillendiremediğim, yazamadığım ‘iz’ler var orta yerde..
Sanki, son 3-4 genel kurulun yeni bir rövanşı olacak gibi geliyor, bana..
Peki ,ama, bu kez kim kazanacak?
Bu yüzden, ‘keşke’ diyorum eskimiş eskiler olmasa..
Akrabasız, abisiz, yengesiz, bir seçim olsa..
Fikirlerini, projelerini tartıp üstüne katarak sorgulayabilecek bir delegasyon..
Bizi 1-2 değil, 10-20 sene öteye ışınlayabilecek biri için tercih kullansa.
Ama, bu bilgi ve donanımla, bir adım öte gidilmesi dahi çok zor.
*****
Üç ya da dört öncekinde ben vardım, sadece ben..
Tıpkı beş veya altı öncekinde olduğu gibi.
Spora ayna tutup haberleştirecek tek gazeteci, bendim hep..
Medyaya ayrılan sandalyelerde, kurumsal fotoğrafçı arkadaşlar..
Takımların pr’cıları oturdular, aynı dönemlerde..
Gergin bir ortamdı, yazdım, herkesin haberi oldu.
Oysa, kimse duymasın ve bilmesin diyenler vardı, elbet..
Bu yüzden, sonraki seçimde engelleme yaptılar, ama onu bile beceremediler…
Ben yine yazdım, lobiden da olsa sizlere aktardım.
Yine hepiniz bildiniz, duydunuz, bilgilendiniz.
İş bilmeyenleri, gizli kapalı işleri, suistimalleri cümle alem öğrendi.
Ama asıl tosladıkları kaya çok farklıydı; çünkü, ajansları karıştırdılar.
Biz yerine, gidip Anadolu Ajansı’nı engellediler, almadılar salona.
Ama o ajans, başlarına kaya gibi düştü, yardı..
Bakan bildi, genel müdür öfkelendi, medyada beş sütun haber oldu..
Televizyonlar da dahi duyuldu, yine cümle aleme rezil edildi, bu spor..
Sonra, birileri kulak büktü, bir sonrakinde kırmızı koltuklar açıldı..
Ama, yine ve sadece ben, yani Ralli Ajansı vardı.
Yanımda, yine pr’cılar, kurumsal fotoğrafçılar.
Yani, medya yine olmadı, zaten istedikleri de buydu.
Medya uzak dursun, duymasın, görmesin, sorgulamasın, yazmasın.
Çıkmasın aymazlıklar, dökülmesin ortaya suistimaller..
Bu kez, bilemiyorum, yine ben mi olacağım tek başıma?
Ama bu kez pr’cı da kalmadı sanırım, bir de fotoğrafçılar..
Ama belki, vizyonik adaylar çekebilir, kimbilir? Bizimkisi kuru bir umut..
Hürriyet olmasa da, Tünaydın..
Milliyet olmasa da, belki Fanatik..
Sabah yerine, Fotomaç..
A TV yerine A spor..
NTV yerine Beyaz veya Kanal A..
Ulusal yerine, yerel, hatta mahalli..
Umarım, medya sandalyeleri yine boş kalmaz.
Bu yüzden, ‘keşke’ diyorum bu kez bol medyalı bir seçim olsa..
*****
Belki elli yıl sonra hayatımıza girecek..
İnsanın yüzünü değil, fikrini yansıtabilecek bir cihaz veya sistem..
Böylece, dediği ile örtüşüyor mu düşünceleri?
Yoksa, farklı farklı mı? Yani, söylemi ile eylemi bir mi?
Ya da içte başka, dışta başka dünyalarda mı?
Ki, o zaman kolayca anlaşılabilir kimin, gerçek kim olduğu?
Keşke diyorum, o cihaz veya sistem bugün var olsa, kurulsa salona..
Adayları dinlerken, gözümüz takılsa ara ara..
Ama biliyorum ki yine söylemler hep siyaseten oluyor, olacak..
Kim derse ki ben ak’ım, bakıyorum aslında kara..
Kim derse ki, ben yeniyim, bakıyorum aslında eski..
Bende cihaz da yok, sistem de, ama tecrübe var, üstelik yılların..
Bu yüzden benim gördüğümü, siz göremiyor olabilirsiniz..
Bildiklerimden de sanırım çoğunuz bi’habersiniz.
Bu yüzden, size akıllı cihaz veya sistem lazım ama maalesef yok!
Bu yüzden diyorum ki, ‘keşke’ herkesin algısı geniş olsa!
Yüzüne söylenenleri gerçek ile bağdaştırabilse..
Eskiye, yeni diye kanmayıp, eskiye eski, yeniye yeni diyebilseler.
Abiden, tanıştan önce, söylem-eylem değerlerine baksalar..
*****
İnsan ömrü için otuz yıl, çok önemli bir değer..
İlk 20’yi sayma, çünkü öğrenme aşaması..
Ekle, üstüne 30.. Bulduğum rakam ’sen’sin aslında.
Ve önünde yine ve yeniden bir 20, 30, 50 şansın yok!
Bu yüzden, diyorum ki kendi kendime, belki de bu son şans..
Ya, gerçekten yeni bir sayfa bulacağız karşımızda..
Ya da sararmış, katlanmış, ‘çiziktirilmiş’, ama ‘eski’ bir sayfa..
Bu yüzden, diyorum ki, ‘keşke’ gerçekten yeni bir sayfamız olsa!
Yeni, temiz, içine başarılar çiziktirebileceğimiz, bir sayfa, inşallah..
*****
İki önceki seçimde, ‘taraf’ oldum. Ama ‘spor adına’ idi bu taraflılığım.
Bir taraf, ‘altın’ bir kadro çıkardı, eskinin ve devamın karşısına..
Ama, salonda ambians sağlanamadı, üstelik kürsüden de restleşildi.
Delege şaşırdı, suyun akışı değişti. Eskiye devam kararı çıktı.
Umutlarım yok oldu, yine patinaja kaldık.
Kaybettiğimiz onca yıla bakınca, diyorum ki içimden;
Keşke’, o, altın kadro tercih edilseydi. Acaba, neler değişirdi sporumuzda?
En azından, devletle didişilmezdi. Suistimaller olmazdı gündemimizde.
Kaçtı fırsat, heba oldu yıllar. Yine bir yol ayrımına geldik..
‘Keşke’, bu kez “spor aşkına”, doğru bir yön bulunsa..
*****
Her iki adaydan da ricacı oldum, bu seçim öncesi..
Salonda restleşmeyin, delegenin kafasını karıştırmayın..
Diyeceklerinizi net, temiz ve sakin bir ruhla anlatın.
Bizi, sporumuzu nereye sürükleyeceğinizi söyleyin.
Ama, söylediklerinizi de sakın unutmayın.
Zaman kolay tüketilir, yarın bu söylemlerinizle eylemleriniz..
Birbiri ile örtüşmezse eğer, bizi yine patinaja bırakırsınız.
Bu yüzden lütfen, kim kazanırsa kazansın, ama spor aşkı kazansın.
Dedim ki ‘keşke’ aklıma düşünce, lafı fazla uzatmayayım ama..
Gördünüz işte, yine gitti satırlar..
Daha ‘keşkeler’ aramıyorum.
Varsa sizde, sizde kalsın. Yarın, kısmetse;
Ankara havasını solumak ve elbette..
Bunları sizlerle paylaşmak için, başkente gidiyorum.
Kısmetse gün içinde ara ara, ama olmazsa akşama..
Bu sütunda yine ama içerisinden ‘keşke’ geçmeyen cümleler kurarım.
İnşallah..
Kalın sağlıcakla.

Son 70 haber

Yoruma kapalı

Go To Top